SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Gerilim dfa Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Gerilim dfa Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 24

 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Gerilim dfa

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
cabbie
Moderatör
Moderatör



Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 20/02/10
Rep Gücü : 500
Tuttuğu Takım : Fenerbahçe
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Yaş : 30
Doğum tarihi : 17/01/94
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Erkek
Ruh Hali : Aşık
çin astrolojisi : Horoz
İş/Hobiler : Öğrenci

Gerilim dfa Empty
MesajKonu: Gerilim dfa   Gerilim dfa I_icon_minitimeSalı Şub. 23, 2010 3:33 pm

gerilimDoğu Ergil yazdı...

14.02.2010 08:23[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]PARTİ
başkanlarının Meclis grubunda yaptıkları haftalık konuşmalardan başka
siyaset diye ne biliyoruz? Bu konuşmaların önemli bir bölümü de
hükümete ve arkasındaki partiye yüklenmekten ibaret.

Ağzından ateş fışkıran başkanlar, ülkenin temel ve acil sorunları
hakkında isabetli önerilerde bulunuyorlar mı, dediklerinin gerçek
hayatta karşılıkları var mı, dediklerini yapabilirler mi? Bilmiyoruz,
çünkü iktidar olmadıklarından
söylediklerini sınama şansımız yok.

YAŞASIN DEMOKRASİ

Sadece muhakeme yürütüyoruz. Söylediklerinin mantıklı ve isabetli
olması oranında onlara itibar ediyoruz. Hükümeti en ağır dille
eleştiriyorlar ama ne yapılması konusunda pek az şey söylüyorlar. Yine
de tatmin olmuş görünerek kürsüden iniyorlar. Ama ülkede olumlu
değişikliklere yön verecek veya başlatacak bir girişime öncülük
etmiyorlar.
Onca vekil (milletvekili mi demeliyiz?) başkanlarını seyrediyor.
Sonra dağılıyorlar. Kendilerine partilerince biçilen rol aşağı yukarı bundan ibaret.
Herhangi bir tartışma programına, panele, konferansa katılmaları parti
yönetiminin iznine bağlı. Temsil etmeleri gereken halka değil
başkanlarına
karşı sorumlular. Meclis’te olduğu kadar dışında da siyasete ilişkin konuşanları yıldırmaya çalışıyorlar.

Daha geçen hafta bir TV programına birlikte katıldığımız, hükümet
mensuplarına laf atmakla maruf bir muhalif vekil, elindeki çantayı
göstererek,
“Sizin hakkınızda da dosyalar var, açıklayayım mı?” diye beni tehdit
etti. Çeşitli resmi kurumlarca fişlenmiştim, askeriyeden andıç yemiştim
ama bir siyasi
partinin “ateşe atılacak ilk isimler” listesinde hiç yer almamıştım. O da oldu. Yaşasın demokrasi!

Ben demokrasiyi, ortak sorunlara ortak çözümler üretme veya birlikte
yaşama şartlarını müzakere etme ve kurallara bağlama süreci olarak
bilir ve
söylerim. Ama anlaşılan, başkaca düşünenleri maddeten veya manen
ortadan kaldırma eylemine dönüşmüş siyaset hem de “demokrasinin
vazgeçilmez unsurları olan siyasal partiler” eliyle! Ne ortak bir
değer, ne ortak bir gündem, ne de parti görüş veya çıkarını aşan bir
kuşatıcı toplumsal tasavvur kalmış siyasetin dağarcığında.

Yaratıcı ve uzlaşıcı karakterini yitirince de yerme, karalama, inkâr
etme ve yöntemlerin meşru ve ahlaki olup olmadığına bakmaksızın rakibi
alt etme, gerekirse saf dışı bırakma uğraşı olmuş siyaset. Bu kadar
çatışmacı ve bu
kadar dar çerçeveli olunca siyasetin gerilimli olmaması mümkün mü? Ama
öyle olunca ne ulusal (yani tüm ulusu kuşatıcı) oluyor ne de uzlaşmacı
ve yapıcı.

Böylesine çatışmacı bir siyasal zeminde toplumun yönetilmesi ve
geleceğin inşası olası değil. Amaç hükümeti yönetemez hale getirip
erken seçime zorlamaksa gerilim işlevsel olabilir ama hükümet edecek
bir alternatifin
varlığı şartıyla. Bu alternatifin var olduğuna kani miyiz?

FİŞTEN ÇEKİLMİŞLER

Eğer Meclis’te geçen hafta çıkan kavganın nedenleri gibi sığ ve
yakışıksız kışkırtmalarla seçimleri zorlamak yeterli olmayacaksa, neden
gerilim
tırmandırılıyor? Yakında hükümetin parlamento zeminine taşıyacağı mini
Anayasa değişiklik paketinin önünü yapay gündemlerle keserek kimin
demokrat olmadığı, kimin Anayasa’nın darbe ruhundan arındırılmasını
istemediği gizlenmek istenebilir mi? Yoksa Balyoz “plan tatbikatı”nın
ne vahim bir darbe idmanı olduğunun anlaşılmasının, sivil yönetime
sempati ve desteğe dönüşmesi mi engellenmek istenmektedir?

Bilemiyorum. Ama şimdiye kadar kitlesel destek bulan bir muhalefet
geliştiremeyen işçi kuruluşlarından siyasal partilere, oradan kendisini
“sol” ve “laik” olarak nitelendiren kesitlerin Tekel işçilerinin
direnişinden yararlanarak ortak bir cephede buluşmaları ilginç değil
mi? Bu hareketin diriliğiyle can bulan tüm cılız akımlar birden
anlaşılır nedenlere dayanan hükümet karşıtlığında yaşam enerjisi
buldular. Pek güzel. Ya Tekel işçileri istedikleri güvenceleri alıp
direnişten vazgeçtikleri an? Fişten çekilmiş gibi gene uykuya mı
dalacak tüm bu “muhalefet”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gerilim dfa
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu. :: Her Telden :: Haber Ajansı-
Buraya geçin: