SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Atatürkün Sözleri Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Atatürkün Sözleri Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 24

 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Atatürkün Sözleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
[TL]Kronos
Süper Moderatör
Süper Moderatör



Mesaj Sayısı : 240
Kayıt tarihi : 22/05/10
Rep Gücü : 0
Tuttuğu Takım : Türkiye
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Yaş : 28
Doğum tarihi : 04/02/96
Ruh Hali : Seçilmedi
çin astrolojisi : Domuz

Atatürkün Sözleri Empty
MesajKonu: Atatürkün Sözleri   Atatürkün Sözleri I_icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 6:35 am

ADALET



«Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul
olunmaz.»

1920.



«Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz.» Kuralı adlî
politikamızın temelidir.

1922.



ADLİYE



« En yeni kanunlarla donanmış olan adliyemizin basireti ve adaleti
uygulamak için gösterdiği dikkat milletin huzur ve nizamını korumağa
kâfi ve muktedirdir.»



01.11.1929, T.B.M.M. 3. Dönem 3.Toplanma Yılını Açarken.



« Adliyemizin emin olduğumuz yüksek gücü sayesindedir ki, Cumhuriyet,
kaçınılmaz gelişimi takip edebilecek ve türlü şekil ve türdeki
tecavüzlere karşı vatandaşın hukukunu ve memleketin düzenini
koruyabilecektir.»



01. 11. 1930 T.B.M..M. 3. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.





ADLİYE SİYASETİ



«Adliye politikamızda takip edilecek gaye, evvela halkı yormaksızın
süratle, isabetle, emniyetle adaleti dağıtmaktır. İkinci olarak
toplumumuzun bütün dünya ile teması doğal ve zorunludur; bunun için
adaletimizin seviyesini bütün medeni toplumların derecesinde bulundurmak
mecburiyetindeyiz. Bu hususları sağlamak için mevcut kanun ve
usüllerimizi bu bakış açılarına göre yenilemekteyiz ve yenileyeceğiz…»



01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.



AHLAK



«Hiç bir millet yoktur ki, ahlâk esaslarına dayanmadan ilerlesin …»



24. 12. 1919., Kırşehir Gençler Derneğindeki Hitabe.



«Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka güvene de
lâyık değildir.…»



25. 08. 1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.





AİLE HAYATI



«…Medeniyetin esası, gelişme ve gücün temeli aile hayatındadır. Bu
hayatta fenalık, muhakkak sosyal, ekonomik, siyasal güçsüzlüğe sebep
olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların doğal haklarına sahip
olmaları, aile görevlerini başaracak güçte olmaları gereklidir.»



30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.



« Efendiler, sosyal hayatın kökeni, aile hayatıdır. Aile, açıklamaya
gerek yoktur ki, kadın ve erkekten oluşur…»



28. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.



ALLAH



«… Tanrı birdir, büyüktür…»



01. 11. 1922, T.B.M.M.



«… Biliriz ki, Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu
kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasınlar
diye yaratmıştır. Ve âzami derecede faydalanabilmek için de, bugün
kâinattan esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir..»



17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi.





ANAYASA



«… Anayasa, milletin tamamıyla arzularını ve meclisin mahiyetini ve
gerçek şeklini gösterir bir kanundur…»



21. 02. 1921, T.B.M.M.



«… Anayasa da, Osmanlı İmparatorluğunun, Osmanlı Devletinin öldüğünü
idrak ve ifade ve onun yerine yeni Türkiye Devleti’nin geçtiğini ilân
eyleyen ve bu devletin hayatının da kayıtsız sartsız hakimiyetin
milletin elinde kalmasıyla mümkün olduğunu ifade eden bir kanundur…»



17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi.



«Anayasanın asıl ruhu ise kitaplara geçmesinden evvel milletin dimağında
ve vicdanında toplanmış olmasıyla ve ancak bunun ifadesi olmak üzere
kurduğu meclise verdiği gerçek görev ile senelerden beri hükümlerini
fiilen uyguluyor olmasıyla ve en nihayet kanun şeklinde dünyanın gözleri
önüne konmasıyla gerçekleşmiştir…»



16. 01. 1923, İstanbul Gazete Temsilcilerine Hitap.



ANNE



« Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların
yardımıyla meydana gelir. »



1923.



« Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yer ana
kucağı olduğu düşünülürse bu görevin önemi gerektiği gibi anlaşılır….»



31. 01. 1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.



AŞAR VERGİSİ



«…Memleketin başında ortaçağın en insafsız belâsı olarak hâlâ musallat
duran aşarın kaldırılmasını yüce meclise teklif edebilecek bir ekonomik
seviyeye Cumhuriyet idaresinin bir senede ulaşmış olması, cidden
memnuniyet vericidir.»



01. 11. 1924, T.B.M.M. 2.Dönem 2.Toplanma Yılını Açarken.



«… Köylümüz ve ziraatimiz üzerindeki aşar kâbusunun ortadan kaldırılması
ile meydana gelen rahatlık, milletin daha çok üretmek, daha rahat olmak
için çalışmak arzularını teşekkür edilecek bir derecede arttırmıştır.»



01. 11. 1925, T.B.M.M. 2. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.



AŞILAMA



«Yayılan ve bulaşıcı hastalıklara karşı insanları muhafaza hususunda
hizmetleri görülen aşıları hazırlamakla meşgul Hıfzısıhha
müesseselerimiz tam bir başarıyla çalışmasına devam ve mücadeleye
faydalı hizmetler ifa etmektedirler. 1921 yılı içerisinde üç milyon
kişilik çiçek aşısı yapabilen Sivas müessesesi geçen sene içinde beş
milyon kişilik çiçek aşısı, beş yüz otuz yedi kilogram kolera, dört yüz
yedi kilogram tifo aşıları üretmiş ve bunlar âhâliye yeter derecede
uygulanmıştır…»



01.03.1923, T.B.M.M. 4.Toplanma Yılını Açarken.





AYDIN



«… Aydın sınıfı ile halkın anlayış ve hedefi arasında doğal bir uygunluk
olması lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği fikirler,
halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır…»



20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.





«… Aydınlarımız, milletimi en mutlu yapayım der. Başka milletler nasıl
olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der. Ama düşünmeliyiz ki, böyle bir
teori hiç bir devirde muvaffak olmuş değildir. Bir millet için saadet
olan bir şey diğer millet için felaket olabilir. Aynı sebep ve şartlar
birini mutlu ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir. Onun için
millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden,
keşiflerinden, gelişmelerinden istifade edelim, ama unutmayalım ki, asıl
temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz.»



20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.







«… Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genellikle şu
hatamız vardır ki, araştırma ve çalışmamıza zemin olarak çok vakit kendi
memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi
özelliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız. Aydınlarımız belki bütün
dünyayı, bütün diğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz.»



20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.





B



BAĞIMSIZLIK



« Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.»



(1922)



« Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman, tam bağımsızlık istediğimizi
herkesin anlaması gerekir.»

(1923)





BAKIR (Üretimi)



«Artvin civarında bakır madenlerinden birinin işletmeye başlamasından
memnun olduk. Ergani bakır madeninin işletmeye başlatmasını, memleket
için mühim bir fayda olarak görüyoruz…»

01.11.1936, T.B.M.M. 5.Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.







BALKAN ANTLAŞMASI







« Balkan Antlaşması, Balkan devletlerinin, birbirlerinin varlıklarına
özel saygı beslenilmesini göz önünde tutan mutlu bir belgedir.»

01.11.1934, T.B.M.M. 4.Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.









«… Önemli bir hâdise de Balkan Paktı’dır. Dört devlet; kendi güvenleri
için ve Balkanların, karışma ve karıştırma konusu olmaktan çıkması için
içten bir kanaatle birbirlerine bağlanmışlardır. Balkanlı
bağlaşıklarımızla gittikçe artan bir beraberlik ve dayanışma siyasası
güdüyoruz.»



09.05.1935, C.H.P. 4. Büyük Kurultayını Açarken.





BARIŞ





« Türk Barış şartları, Misak-ı Millî’nin ilân edildiği gün olan 28 Ocak
1920 tarihinden beri bütün cihanca malûmdur. Bu şartlar şu suretle
özetlenebilir: Türkiye’nin millî hudutları içinde siyasî ve iktisadî tam
istiklâlinin tasdiki Fransa ile imzalanan 20 Aralık itilâfı
Türkiye’nin, istiklâline hürmet edildikçe barışsever ve uyuşmacı
olduğunu ispat eder.»



11.01.1922, Entransigeant Muhabirine Demeç.





«… Memleketimizin zulmen uğradığı tahribatı imar ve senelerden beri
türlü türlü engeller altında baskı uygulanan ekonomi hayatımızın meşru
gelişimini temin ve fen ve irfan içinde çalışkan bir hayata kavuşturmak
barış şartlarımızdır.»



24.10.1922, United Press Muhabiri ile Demeç.









«… Büyük Millet Meclisi samimi olarak barış istiyor. Cidden barış
istediğimizi herkes anlayabilir. Çünkü memleketimizi imar edebilmek için
barışa muhtacız.»



22.12.1922, Morning Post Muhabirine Demeç.





«… Barışı kanla değil, mürekkeple imza etmek istiyorduk.»



23.01.1923, Morning Post Yazarı Grace Ellison’a Demeç.







«Evvelâ, barışsever olduğumuz için barışı arzu ediyoruz. İkinci olarak,
devamlı muharebeler dolayısıyla memleket barışa tanzim ve imara çok
muhtaçtır. Fakat barış olmayacak olursa yine mücadeleye devam edecek ve
mutlaka memleket için lüzumlu olan neticeyi elde edeceğiz…»



16.01.1923, Arifiye’de Konuşma.





« Gerçekte barış bizim için ne kadar faydalı ise, muhataplarımız için de
o kadar faydalı ve lazımdır. Çünkü bundan sonra memleketimizin imar ve
ihyası için çalışmak istiyoruz. Onların da bu lüzumu idrak etmemelerine
imkân yoktur…»



22.01.1923, Bursa Şark Sinemasında Halka Konuşma.





BASIN





«Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada,
bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir
milletin mutluluk hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde
başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir.»



(1922)



«Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan
cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale meydana getirecektir. Bir fikir
kalesi, zihniyet kalesi. Basın mensuplarından bunu istemek,
cumhuriyetin hakkıdır....»



05.02.1924, İzmir’de Gazetecilerle.





«... Cumhuriyet devrinin kendi anlayış ve ahlâkını taşıyan basınını yine
ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devir
gazetelerinin ve adamlarının düzeltilmesi mümkün olmayanları milletin
nazarında belirlenirken, öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve
feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu milletimizin
yeni çalışma ve medeniyet hayatını kolaylaştırıp teşvik edecek işte
ancak bu anlayıştaki basın olacaktır.»



2. Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken, 1.Kasım.1925.





BAŞARI





«Milletimiz, tek bir vücut gibi gösterdiği birlik ve gayret sayesinde
başarıya ulaşmıştır.»



Büyük Zafer Hakkında, 4 Ekim 1922.





« Bilelim ki, kazandığımız başarı milletin kuvvetlerini
birleştirmesinden ileri gelmiştir. Aynı başarıları ileride de kazanmak
istiyorsak, aynı temele dayanalım ve aynı yolda yürüyelim.»



(1923)





« Zafer «Zafer benimdir» diyebilenindir; başarı «başarılı olacağım» diye
başlayanın ve «başarılı oldum» diyebilenindir.»



11. 01. 1925, Konya’da Bir Konuşma.



BAŞKAN



« … Başkan olan kimsenin milletin ülküsüne göre hareket etmesi ve
milletin ruhiyatına vakıf olduktan sonra, o milletin isteğine göre
hareket etmesi gerekir…»



30. 11. 1929, Vossiche Zeitung Muhabirine Demeç.



BAŞKENT



« … Yeni Türkiye’nin başkenti meselesine gelince bunun cevabı
kendiliğinden belli olur : Ankara Türkiye Cumhuriyetinin başkentidir. »



27.09.1923, Neue Freie Preese Muhabirine Demeç.



BATILILAŞMAK



«… Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket, devamlı bir
istikameti korudu. Biz daima doğudan batıya doğru yürüdük. Eğer bu son
senelerde yolumuzu değiştirdikse, itiraf etmelisiniz ki, bu bizim
hatamız değildir. Bizi siz mecbur ettiniz. Bu değişiklik gelip geçici ve
istemeksizin oldu.



Takdir etmelisiniz ki, doğuda ikâmetgâh seçimine mecbur olduğumuz için,
ırkımızın beşiği ile alâkadar olması nedeniyle mümkün olduğu kadar yakın
batıda bir ikametgâh seçtik. Fakat vücutlarımız doğuda ise fikirlerimiz
batıya doğru yönelik kalmıştır.»



29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.





«Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmamız Türkiye’de
çağdaş, doyayısıyla batılı bir hükümet meydana getirmektir. Medenîyete
girmek arzu edip de, batıya yönelmemiş millet hangisidir?... »



29.10.1923, Fransız Muhabiri Pernot’ya Demeç.





BAYINDIR



«Her Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olması
mutlaka gereklidir. Vatanın sağlam temeli ve bayındır hale getirilmesi
bu esastatır.»



Beşinci Dönem İkinci Toplanma Yılını Açarken, 01. 11. 1936.



BAYRAK



« Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir. Düşmanın da olsa hürmet
etmek lazımdır.»



(1922)



BEDEN EĞİTİMİ



« Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktır
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözünü atalarımız boşuna
söylememişlerdir. »

(1937)



BOĞAZLAR MESELESİ



« Tarihte birçok defa münakaşa ve ihtiras vesilesi olmuş olan Boğazlar,
artık tamamiyle Türk hâkimiyeti idaresinde, yalnız ticaret ve dostluk
ilişkilerinin gerçekleşme yolu haline girmiştir. Bundan böyle savaşan
her hangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasaktır.»



01.11.1936, T.B.M.M. 5.Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.



BOLŞEVIK



«… Biz onlarla bir dostluk anlaşması imzaladık Başlıca şartlarden biri
şu ki, Ruslar memleketimizde propaganda ve kışkırtmalar yapamayacaklar,
çünkü Sovyet teşkilâtıyla bizim teşkilâtımız arasında esaslı
farklılıklar vardır.»



Ağustos 1921, Associated Press Muhabirine Demeç.



«Türkiye’de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hükûmetinin ilk gayesi,
halka hürriyet ve mutluluk vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil
halkımıza da iyi bakmaktır…»



21.06.1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.



BULAŞICI HASTALILIKLAR



«… Sağlık konusundaki çalışmalarımızın mühim bir kısmı bulaşıcı
hastalıkların önlenmesine ve yayılmasının durdurulmasına sarfedildi. Bu
türlü hastalıklardan yalnız çiçek ve lekeli humma bazı bölgelerde
sınırlı bir şekilde yayılma eğilimi göstermiş ise de vaktiyle alınmış
olan ve devam edilen önleyici ve koruyucu tedbirlerle önlerine
geçilmiştir…»



01. 03. 1923, T.B.M.M. 4. Toplanma Yılını Açarken.



BURSA



« Efendiler: Bursa ziraat memleketidir, ticaret memleketidir ve sanat
memleketidir , şifa memleketidir. Bursa, sahip olduğu doğal
güzellikleriyle bolluk ve mutluluk memleketidir…»



11. 09. 1924, Bursalılarla Konuşma.



BÜYÜK ZAFER



«30 Ağustosta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda
bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan
kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor
bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam
beni hoş görünüz.»



30. 08. 1928, Basın Mümessillerine Demeç.

C



CAMİ



«… Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için
yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için
neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek yani meşveret için yapılmıştır…»



07. 02. 1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.



CEHALET



«… Milleti kendi benliğine sahip yapmayan, milleti asırlarca kendi
hakkında gafil bulunduran hep bu cehalettir. Hükümdarların, şunun,
bunun, milleti esir gibi, köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi
özel mülkleri gibi düşünmeleri, hep milletin bu bilgisizliğinden
istifade edilmek sayesinde idi. Gerçek kurtuluşu istiyorsak, herşeyden
evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan
kaldırmaya mecburuz…»



21. 03. 1923, Konya, Lise Öğr. ve Öğrencileri ile Konuşma.





«Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları
kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş
olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de
hakikatı gören hakiki âlimler çıkar.»



18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuşması.





CEZAEVLERİ (Hapishaneler)





«… Hapishaneler meselesi pek mühimdir. Durumlarının iyileştirilmesi için
kişisel hürriyeti kaldırılan vatan çocukları ceza sürelerinin sonunda,
topluma faydalı olacak bir üye olarak yetiştirme vasıtalarını temin için
İçişleri Bakanlığı uzun uzadıya araştırma ve istatistikleri yaptı.
Mevcut hapishanelerden uygun olanların ilmî usullere uygun bir surette
tamirine ve yeniden hapishaneler yapımına girişmek için bir inşaat
programı düzenlendi…»



01. 03. 1923, T.B.M.M. 4.Toplanma Yılını Açarken.





« Cezaevlerinin terbiye, ıslah ve iş esaslarına göre düzeltilmesi
yolundaki hayırlı faaliyetlerin genişletilmesi cemiyete; doğru yoldan
saparak hürriyetini kaybetmiş olan binlerce vatandaşı faydalı birer uzuv
olarak kazandırmaktatır.»



01. 11. 1938, T.B.M.M. 5. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken



Atatürk Adına Başbakan Celâl Bayar Tarafindan Okunan Söylev.



CUMHURİYET





« Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelelerini size tekrar edeceğim:
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir . Yürütme kudreti, yasama yetkisi
milletin tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki
kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet…»



27.09.1923, Neue Freie Preese Muhabirine Verdiği Demeç.





« Cumhuriyet, fikir hürriyeti taraftarıdır. Samimi ve yasal olmak şartı
ile her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız
muhaliflerimizin insaflı olması lazımdır.»



04. 12. 1923, Tercüman-ı Hakikat Başmuharririne Demeç.





« Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır ; Cumhuriyet
yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni
Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum. »



(1924)





« Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir.
Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve
namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu
için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aralarındaki fark
bundan ibarettir.»



14. 10. 1925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.





«… Temeli büyük Tük milletinin ve onun kahraman evlatlardan meydana
gelen büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan
cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir
vücudun izalesi ile helaldar olabileceği zehabında bulunanlar, çok zayıf
dimağlı bedbahtlardır. »



19.06.1926, Anadolu Ajansına Demeç.



« Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan
yönetim şekli Cumhuriyettir.»



(1930)



«Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk Milletini emin ve sağlam
istikbâl yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı
güvenlik itibariyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdeleyicisi olmuştur.»



01. 11. 1936, 5. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.



CUMHURİYET HALK FIRKASI



« Halk Fırkası halkımıza siyasi terbiye vermek için bir mektep
olacaktır…»



07. 02. 1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.



« Halk Fırkası, memleket ve millet her türlü dayanaktan mahrum
bırakılarak felâkete atıldığı uğursuz hengâmede bütün milleti kadrosu
içine alarak kuvvet ve kudret yapan, dış düşmanlarını kovan, iç
düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hâkimiyet temin eden kutsal
bir cemiyettir. Halk Fırkası hiçbir safsataya iltifat etmiyerek Türk
Cumhuriyetini kuran inkılâpçı bir ruhun bütün memleketlerde ortaya
çıkması ve gerçekleşmesidir. Halk Fırkası Türkiye’yi medeni âleme sokan
ve orada yükseltmeyi taahhüt eden azimkâr bir fırkadır…»



16. 09. 1924, Trabzon’da Halk Partililerle Konuşma.



« Bügün ülke yönetimi sorumluluğunu taşıyan heyet, bence ülkü ve amaç
itibariyle, bütün milleti kapsayan ve unvanı Halk Fırkası olan
Cumhuriyet Fırkasıdır. Bu fırkanın esas ilkesi, memleket ve milletin
gerçek kurtuluş ve mutluluğunu temine çalışmaktır ve amaca ulaştıran yol
bence budur ve kararlaştırılmıştır. O da Cumhuriyeti takviye ve
sağlamlaştırma ile beraber fikrî ve sosyal inkılâpta ve medeniyet ve
aydınlanma yolunda milletin azimkârane ve muvaffakiyetle yürümesini
temine delâlettir…»



20. 09. 1924, Samsunlularla Konuşma.





«… Başkanlığını taşımakla iftihar ettiğim Cumhuriyet Halk Fırkası, diğer
memleketlerde olduğu gibi alelâde sokak politikası yapan bir fırka
değildir. Hürmetle tekrar edeceğim ki Halk Fırkası, Müdafaai Hukuk
Cemiyeti gibi bütün milleti aydınlatma ve bütün millete kılavuzluk
vazifesiyle mükelleftir. Fırkamıza âdi politikacılık atfedenler nankör
insanlardır…»



10. 10. 1925, Akhisar’da Bir Konuşma.





«… Fırka millete eğiticilik yapacak, ilim, iktisat, siyaset ve güzel
sanatlar gibi bütün kültür sahalarında vatandaşları yetiştirmek için
önderlik edecektir…»



04. 02. 1931, Aydın Türk Ocağında Bir Konuşma.





Ç



ÇALIŞMAK





« İlk işimiz milleti çalışkan yapmaktır. »





Ocak 1923, Gazetecilere Yaptığı Konuşma.



« Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır ;
çalışkan olmak. Sosyal hastalıklarımızı araştırırsak asıl olarak bundan
başka, bundan mühim bir hastalık keşfedemeyiz. O halde ilk işimiz bu
hastalığı esaslı surette tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır.
Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve saadet yalnız ve ancak
çalışkan insanların hakkıdır. »



16. 01. 1923 , İstanbul Gazete Temsilcilerine.





« Çalışmak vakti gelmiş, artık çalışmak lazım…

Bilhassa gençler çalışmalıdır. »



11. 04. 1923, Vatan Muhabirine Verilen Demeç.



« Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın
gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî
derecede istifade etmek zorunludur. »



(1923)



« ... Gece gündüz zaten çalışıyorsunuz ; çalışınız, hakikati bütün
cihana tanıtalım… »



30. 08. 1925, Daday’da Bir Konuşma.



« Kendiniz için değil millet için elbirliğiyle çalışınız . Çalışmaların
en yükseği budur.



(1935)



ÇİFTÇİ



« Arkadaşlar, dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri
sapan.... Hakiki zafer kılıçla değil, sapanla yapılandır. Milletleri
vatanlarında yerleştirmenin, millete istikrar vermenin aracı sapandır,
sapan, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir… Türk çiftçisi
bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanı topraktan
ayrılmadı. Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya
yüzünde bulunmayacaktık. »



16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.





«... Çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Gerçi, diğer
unsurlar bu temel unsur için lâzım ve faydalıdır. Fakat hiçbir kuruntuya
kapılmadan bilmeliyiz ki o temel unsur olmazsa diğer unsurlar da
yoktur. »



16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.







« … Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir : biri çiftçi, diğeri asker.
Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi
yetiştirdik : çünkü topraklarımız çoktur, iyi asker yetiştirdik : Çünkü o
topraklara kasteden düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o
toprakları koruyanlar hep sizlersiniz… »



18. 03. 1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuşma.







« Memleketimizde yapılması lâzım devletin, esas konusu çiftçiliktir.
Tüketici yaşamak iyi değildir, üretici olalım ! »



24. 08. 1925 ,Kastamonu’da Bir Konuşma.



« ... Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan
daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın,
hiçbir sebep ve suretle, bölünemez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve
çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin
bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim
derecesine göre sınırlandırmak lâzımdır… »



01. 11. 1937, T.B.M.M. 5.Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.



ÇOCUK



« Küçük hanımlar, küçük beyler !

Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız.
Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar
önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok
şeyler bekliyoruz ; kızlar, çocuklar ! »



17. 10. 1922, Bursa, Çocuklara.



D

DEMİRYOLLARI



« Türkiye hükûmetinin tesbit ettiği projeler dahilinde belirli zamanlar
zarfında vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır.
Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet
silâhıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, kaynağındaki ilk
sanatkârlığının, demirciliğin eserini tekrar göstemiş olmakla iftihar
edecektir. Demiryolları Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır. »



13. 02. 1931, Malatya’da Bir Konuşma.



« Demiryolu yapmakta ilk milli teşebbüsün tatbikatına başlandığını
bizzat görmek fırsatı, benim için cidden mesut bir tesadüftür.
Memleketimizin asırlardan beri yolsuz bırakıldığı ve bir demiryoluna
olan ihtiyacın şiddeti düşünülürse, bu hususta girişimci olanları ne
kadar takdir etmek ve onlara ne derece yardımcı olmak lâzım geleceği pek
güzel anlaşılır… »



21. 09. 1924, Özel Teşebbüsle Yapılan

Samsun-Çarşamba Demiryolunun Temel Atma Töreni.







« Medeniyetin bugünkü araçlarını hattâ bugünkü fikriyatını demiryolu
haricinde yaygınlaştırabilmek zordur. Demiryolu refah ve uygarlık
yoludur… »



01. 11. 1924, T.B.M.M. 2. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.





« Demiryolları bir ülkeyi medenîyet ve refah ışıklarıyla aydınlatan
kutsal bir meşaledir. Cumhuriyetin ilk senelerinden beri, dikkatle,
ısrarla üzerinde durduğumuz demiryolları inşaatı siyaseti, hedeflerine
ulaşmak için durmadan başarı ile tatbik olunmaktadır. »



01. 11. 1937, T.B.M.M. 5Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.



DEMOKRASİ



« Artık bugün, demokrasi fikri, daima yükselen bir denizi andırmaktadır.
20. yüzyıl, birçok baskıcı hükümetlerin, bu denizde boğulduğunu
görmüştür . »



(1930)







DENİZCİ





« Deniz silâhlarına önem veriyoruz. Denizcilerimizin iyi silahlı ve iyi
talimli olarak hazırlanmaları büyük emelimizdir. »



01. 11. 1936, T.B.M.M. 5. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.









DENİZCİLİK







« En güzel coğrafî vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan
Türkiye ; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet
yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz ;
denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu az
zamanda başarmalıyız. »



01. 11. 1937,T.B.M.M. 5.Dönem 3. Toplanma Yılını Açarken.





DEVLETÇİLİK





« … Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel
çıkarlarımızı doğrudan doğruya ilgilendirecek kurumlar ve ekonomik
girişimleri malî ve ilmî gücümüzün elverdiği ölçüde devletleştirmektir.
Bu cümleden olarak, topraklarımızın altında terk edilmiş halde duran
maden hazinelerini az zamanda işleterek, milletimizin yararına açık
bulundurabilmek de bu yöntem ile gerçekleşir… »



01. 03. 1922, T.B.M.M. 3. Toplanma Yılını Açarken.





« … Partimizin takip ettiği program, bir yönden tamamıyla demokratik,
halkçı bir program olmakla beraber iktisadî açıdan devletçidir. Bu
itibarla partimize dayanmakta olan cumhuriyet hükümetinin bütün
açılardan vatandaşların hayatıyla, istikbâliyle ve refahıyla ilgilenmesi
doğaldır. Halkımız huy olarak devletçidir ki, her türlü ihtiyacı
devletten istemeyi kendisinde bir hak görüyor… »



27. 01. 1931, İzmir’de Fırka Kongresinde Konuşma.





DEVRİM YASASI



« İnkılâbın kanunu mevcut kanunların üstündedir. Bizi öldürmedikçe,
bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız inkılâp ve yenilik
bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır.
»



(1923)



« Uçurumun kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar…
Yıllarca süren savaş... Ondan sonra, içeride ve dışarda saygı ile
tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için
arasız devrimler Türk genel devriminin bir kısa deyimi. »



(1935)



DIŞ BORÇLAR



« … Hükümetimizin her medenî devlet gibi dış borçlanmalar yapması gereği
vardır. Şu kadar ki, ödünç alınan yabancı paralarını şimdiye kadar
Babıâli’nin yaptığı gibi ödemeye mecbur değilmişiz gibi, maksatsız israf
ve kullanma ile borçlarımızın yükünü artırarak mali bağımsızlığımızı
tehlikeye atmaya kesinlikle karşıyız. Biz memlekette, ilerlemeyi,
üretimi, ve halkın refahını temin edecek, zenginlik kaynaklarımızı
geliştirecek faydalı borçlanmalara taraftarız. »



01. 03. 1922, T.B.M.M. 3.Toplanma Yılını Açarken.



DIŞ POLITIKA



« … Dış politika, iç teşkilât ve iç politikaya, dayandırılmak
mecburiyetindedir, yani iç teşkilâtın tahammül edemeyeceği genişlikte
olmamalıdır. Yoksa hayâlî dış politikalar peşinde dolaşanlar, dayanak
noktalarını kaybederler… »



17. 02. 1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi.



« … Dış politika bir toplumun iç yapısı ile sıkı sıkıya ilgilidir. Çünkü
iç yapısına dayanmayan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar… »



23. 03. 1923, Afyonkarahisar Belediye Meclisi Üyeleriyle Konuşma



« Dışişlerinde dürüst ve açık olan politikamız barış fikrine dayanır
.Milletlerarası herhangi bir meselemizi barış yoluyla halletmeyi aramak
bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur. »



(1929)

DİKTATÖRLÜK



« Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar ; evet bu
doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü, ben
zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini
iradesine boyun eğdirendir. Ben, kalpleri kırarak değil, kalpleri
kazanarak hükmetmek isterim. »



21. 06. 1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.



DİN



« ... Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını
talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkeğin ve Müslüman
kadının beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasıdır… »



31. 01. 1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.







« … Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan
dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla,
fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen
uygundur. »



31. 1. 1923 İzmir’de Halk ile Konuşama.









« … İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir.
Çünkü dinimiz akla mantığa, hakikate tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.… »



07. 02. 1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.





« Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye
etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve
şerefini korumalarını emrediyor. »



5. Şubat 1923 Akhisar’da Konuşma.





« Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar
olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam,
bunada öyle inanıyorum… »



29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.







« Dini fikir ve inançlara hürmetkâr olmak, öteden beri tabiî ve genel
bir anlayıştır. Bunun aksini düşünmek için sebep yoktur. »



11. 12. 1924, Times Muhabirine Cevap.





« Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta
serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif
değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle
karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden
sakınıyoruz. »



(1925)







DİNSİZLİK





« … Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardır. İnsanın dinsiz olmasının
imkânı yoktur… »

Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek
değildir. Tabiatıyla biz, içine girdiğimiz dinin en çok isabetli ve çok
olgun olduğunu biliyoruz ve imanımız da vardır… »





02. 02. 1923, İzmir, Türkiye’nin Geleceği Üzerine Konuşma.







DONANMA





« Hudutlarının mühim ve büyük kısımları deniz olan Türk devletinin
donanması da mühim ve büyük olması gerekir. O zaman Türk Cumhuriyeti
daha gönlü rahat ve emin olacaktır. »



(1924)

DÜŞMAN



« … Memleketimizde meydana gelen yeni durumun sonuçlarından yabancıları
ürküterek Avrupa’da aleyhimize bir fikir akımı ortaya çıkarmak
isteyenler bizim düşmanlarımızdır… »



02. 11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç .



« Düşmana merhamet acz ve zaaftır… »



16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.



« Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların
düşmanıyız. »



(1936)



H

(HAKİKAT) GERÇEK



« Meseleleri hâdiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak
lâzımdır. »



(1924)



« Hakikati konuşmaktan korkmayınız »



(1926)





« Vaziyeti muhakeme ederken ve tedbir düşünürken acı olsa da, hakikati
görmekten bir an geri kalmamak lâzımdır. Kendimizi ve birbirimizi
aldatmak için lüzum ve mecburiyet yoktur. »



(1927)



« … Çok söz, uzun söz bir şey için söylenir: Hakikati anlamayanları
hakikate getirmek için… »



9/10. 08. 1928, İstanbul Sarayburnu Parkı, TürkYazı İnkılâbı Hakkında
Konuşma.





HAKİMİYET





« … Korku üzerine hâkimiyet kurulamaz. Toplara dayanan hâkimiyet sürekli
olmaz. Böyle bir hâkimiyet ve hatta diktatörlük, ancak ihtilal
ortamında geçici bir zaman için lazım olur… »



30. 11. 1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.







HALİFE



«İstanbul’da saltanat ve zevklerinin, çıkarlarının devam ettirilmesini
düşmanların anavatanımızı istila etmek emellerine uydurmakta, onlarla
işbirliği yapmakta, düşman devletlerin her isteğine boyun eğmekte asla
tereddüt göstermeyen, vicdanları sızlamayan, milletimizin hür ve
müstakil yaşama azmini kırma için hainane teşebbüslerden çekinmeyen
sultan ve halifelerin artık bu vatanda asla yeri yoktur ve olamaz. »



26. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.



HALK



HALKÇILIK





« Bizim görüşümüz-ki halkçılıktır – kuvvetin, kudretin, egemenliğin,
yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde
bulundurulmasıdır. »



17. 07. 1920, T.B.M.M.



« … Zannederim bugün ki varlığımızın asıl niteliği, milletin genel
eğilimlerini ispat etmiştir, o da halkçılıktır ve halk hükûmetidir.
Hükümetlerin halkın eline geçmesidir… »



17 .07. 1920, T.B.M.M.





« … Halkçılık, toplumsal düzenin çalışmasına, hukukuna dayandırmak
isteyen bir sosyal sistemdir. Efendiler biz bu hakkımızı korumak,
istiklâlimizi emin bulundurabilmek için genel kurulumuzca, milli
kurulumuzca bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak
isteyen kapitalizme karşı milletçe savaşmayı gerekli gören bir yolu
takip eden insanlarız. »



(1921)





« İç siyasetimiz de ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi
geleceğine sahip olması esası anayasamız ile tesbit edilmiştir. »



(1921)





« Halkçılık teşkilâtı en ufak daireye kadar yaygınlaştırıldığı takdirde
sonucun daha büyük ve verimli olacağına şüphe yoktur. Memleket ve
milletin içinde bulunduğu zorlukları ve harp halini de düşünürsek
meclisin çalışmalarının sonucu ve oradaki başarısını takdir etmemek
mümkün değildir. »



10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.



HALK DEVLETİ

« … Türkiye devleti bir halk devletidir, halkın devletidir. Mazideki
kuruluşlar ise bir şahıs devleti idi, şahısların devleti idi. »



13. 08. 1923, T.B.M.M., 2. Toplanma Yılını Açarken.





HALK HÜKÜMETİ





« … Bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir
hükûmet değildir ve hakikaten kitaplarda mevcut olan hükûmetlerin,
bilimsel yapıları itibarıyla hiçbirine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat
millî hakimiyeti, millî iradeyi tecellî ettiren tek hükûmettir, bu
mahiyette bir hükûmettir! Sosyoloji noktasından bizim hükûmetimizi,
ifade etmek lâzım gelirse, halk hükûmeti deriz. »



01. 12. 1921, T.B.M.M.





« Şurası unutulmamalı ki, bu idare tarzı, bir bolşevik sistemi değildir.
Çünkü, biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist ; ne biri, ne diğeri olamayız.
Çünkü, biz milliyetçi ve dinimize hürmetkârız. özetle, bizim hükümet
şeklimiz, tam bir demokrat hükûmettir. Ve dilimizde bu hükümet, « halk
hükûmeti » diye anılır. »



02. 11. 1922, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.





HALK İDARESİ



« … Milletimizin bugünki idaresi, hakiki mahiyeti ile bir halk
idaresidir. Ve bu idare tarzı, esası meşveret (danışma) olan Şûra
idaresinden başka bir şey değildir… »



03. 01. 1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.





« … Herhalde halkımızı idare ile yakından ilgilendirmek, yani idareyi
doğrudan doğruya halkın eline verebilecek bir idare şeklini tesis etmek
hem milli hakimiyetin hakiki olarak temsili ve hem de bu sayede halkın
benliğini anlaması itibarıyla gerekli idi. İşte bu düşüncelerin, bu
araştırmaların ilhamı olarak proje yapılmıştı… »



10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.



HALK TEŞKİLATI



« … Teşkilat baştan sona kadar halk teşkilatı olacaktır. Genel idareyi
halkın eline vereceğiz. Bu toplumda hak sahibi olmak, herkesin gayretli
olması esasına dayanacaktır. Millet hak sahibi olmak için çalışacaktır. »



10. 01. 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin İle Mülâkat.



HARB



« Her zamandan daha ziyade inanıyorum ki, harp pahalı bir iştir. Harbin
sürüklediği facialar ve dehşetten üzgünüm. Fakat harp etmeden elimizdeki
silahları bıraktığımız zaman tamamen harap olacağımızı da biliyorum. »



Ağustos 1921, Associated Muhabirine Demeç.



« Derhal şu veya bu sebepler için milleti harbe sürüklemek taraftarı
değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti
harbe götürünce vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere
karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama millet hayatı tehlikeye
düşmeyince, harp bir cinayettir. »



16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.



« … Bir harp oyunu yapmak suretiyle, vatanın ve milletin yüksek
menfaatlerinin müdafaasını beraber göz önünde bulunduracağız. Bu
çalışmamızda son senelerin başarılarla dolu muharebelerinin, meydan
muharebelerinin, cumhuriyet ordusuna ve onun kıymetli komuta heyetine
kazandırdığı tecrübelerin sonucunu inceleyeceğiz. Dünyanın fen ve
sanatta en son gelişmelerini göz önünde bulunduracağız… »



15. 02. 1924, İzmir, Ordu İleri Gelenleri İle Konuşma.



« … Harp, muharebe, nihayet meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen
iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan
muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasındaki
seviyeleriyle, ahlaklarıyla, harslarıyla, hulâsa bütün maddi ve mânevi
kudret ve faziletleri ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan
sahasıdır. Bu sahada, çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri
ölçülür… »



30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.





« Eğer harp bir bomba patlaması gibi birdenbire çıkarsa milletler, harbe
engel olmak için, silâhlı mukavemetlerini ve mâlî kuvvetlerini
saldırgana karşı birleştirmekte tereddüt etmemelidirler. En hızlı ve en
etkili tedbir, muhtemel bir saldırgana, saldırının yanına kâr
kalmayacağını açıkça anlatacak uluslararası teşkilatın kurulmasıdır. »



21. 06. 1935, Gladys Baker’a Demeç



HARP SANAYİİ



« Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarının çalışmasını özel bir takdir
ile anmayı bir borç bilirim. Bu son sene içinde bu fabrikaların
eksikleri kademe kademe tamamlanmıştır. Bugün her türlü ihtiyacın
üretimi mümkün hale gelmiştir. Yeni kurulan mermi ve fişek
fabrikalarında bol miktarda topçu ve piyade caphanesinin ve bombasının
hazırlanması ve üretiminde başarı sağlanmıştır. »



01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.



« Azim ve imanımız önünde yıkılarak silâh, mühimmat ve araçlarını savaş
meydanında terke mecbur olan Yunan ordusunun bıraktıklarından istifade
olunarak değişik merkezlerde yeni ve yedek silâh ve cephane depolarımız
ve fabrikalarımız kurulmuştur. Bu genişlikte kurulan ve gün geçtikçe
daha çok genişleyen ve mükemmelleşen askerî kurumlara lâzım olan fenni
beyinler yetiştirilmesi için de hazırlıklarda bulunulmaktadır. »



01. 03. 1923, T.B.M.M., 4. Toplanma Yılını Açarken.



« … Harp sanayii tesisatımızı, daha ziyade gelişmesi ve genişlemesi için
alınan tebirlere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu
ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır. »



01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken.



« Bundan sonrası için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının
memleketimizde yapılması ve hava harp sanayimizin de, bu esasa göre
geliştirilmesi gerekir. Hava kuvvetlerinin kazandığı önemi göz önünde
tutarak, bu çalışmayı plânlaştırmak ve bu konuyu lâyık olduğu önemle
milletin nazarında canlı tutmak lâzımdır. »



01. 11. 1937, T.B.M.M., 5. Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken



HARF İNKILABI



« … Çok işler yapılmıştır, ama bugün yapmaya mecbur olduğumuz son değil,
ancak çok lüzumlu bir iş daha vardır. Yeni Türk harflerini çabuk
öğrenmelidir. Vatandaşa kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz.
Bunu vatanseverlik ve milliyetseverlik vazifesi biliniz… »



9/10. 08. 1928, Yeni Yazı İnkılabı Hakkında.



« … Bizim uyumlu, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini
gösterecektir; Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde
bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi
kurtarmak, bunu anlamak mecburiyetindesiniz… »



9/10. 08. 1928, İstanbul Sarayburnu Parkı, Türk Yazı İnkılâbı Hakkında
Konuşma.



« Az zaman sonra, yeni Türk harfleriyle, gözler kamaştırıcı Türk manevî
ilerlemesinin ulaşabileceği güç ve saygının uluslararası düzeyini
gözlerimi kapayarak şimdiden o kadar parlak görüyorum ki, bu manzara
beni kendimden geçiriyor. »



23. 08. 1928,Anadolu Ajansı Muhabirine Demeç.



«.Büyük milletimizin bir kat daha gelişmesini ve yükselmesini temin
edecek olan yazı inkılâbı... »



16. 09. 1928,İstanbul , Belediye Başkanına Demeç.





« … Meclisinizin en büyük eseri olan Türk harfleri, memleketin genel
hayatına tamamen uygulanmıştır. İlk zorluklar, milletin fikir kuvveti ve
medeniyete olan sevgisi sayesinde kolaylıkla yenilmiştir… »



01. 11. 1929, T.B.M.M., 3. Dönem, 3. Toplanma Yılını Açarken.



HARİTA DAİRESİ



« … Milli Savunma Bakanlığı’nda faaliyete başlayan harita dairesi
ordunum bütün harita ihtiyacını karşılamaya muvaffak olmuştur. Bundan
sonraki çalışma ile memleketin daha mükemmel haritalarını
hazırlayacaktır… »



01. 03. 1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.





HATİP



«… hutbeyi îrat eden hatiptir. Yani söz söyleyen demektir… »



07. 02. 1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.



HAVACI



« Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya yetenekli
kahramanlardır. Büyük millet, bu soylu evlâtlarıyla kendini mutlu
sayabilir. »



01. 11. 1935, T.B.M.M., 5. Dönem, 1. Toplanma Yılını Açarken







HAVACILIK



« Bizim dünyamız - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unulmuştur.
Hayatın da, esas unsurları, bunlar değil midir? Bu unsurlardan birinin
eksikliği, yalnız eksikliği değil, sadece bozukluğu, hayatı imkansız
kılar. Hayatı, hele ulusal hayatı seven, onu korumak isteyen; yurdunun
topraklarına, denizlerine olduğu gibi, havasına da ilgisini, hergün
biraz daha çoğaltılmalıdır. »



03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.



« … Türk çocuğu; Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek
düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın. Bundan,
gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır. »





03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.





HAYAT





« … Hayat mücadeleden ibaretlir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey
vardır. Galip olmak, mağlup olmak. »



18. 03. 1923, Tarsus’da Gençlerle Konuşma.







Havacılıkla ilgili konuşmasının aynısı

« Bizim dünyamız - bilirsiniz - topraktan, sudan ve havadan unulmuştur .
Hayatın da, esas unsurları, bunlar değil midir ? »





03. 05. 1935, Havacılık Hakkında Konuşma.



« … Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin şerefi,
varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir… »



17. 03. 1937, Ankara Palas. Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu İle
Konuşma



HİLAFET



« Hilâfeti muhafaza edeceğiz. Şu şartla ki, Büyük Millet Meclisi ve
millet, hilâfetin dayanacağı bir mesnet ve kuvvet olacaktır. »



02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.



« … Esasen bu mesele yalnız Türkiye’ye ait olmayıp bütün islâm alemini
ilgilendiren bir meseledir. »



02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.





«Bütün İslâm aleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev
bildiğimiz hilâfet makamı Türkiye Devleti’nin ne istiklâli, ne idaresi
ve ne de hakimiyeti ile zıtlık teşkil etmez. Bu makam ve bu makamda
oturan kişinin varlığı, sebebiyet verilmedikçe sakıncaların kaynağı
olarak düşünülemez. Fakat şurası kesinlikte bilinmelidir ki, herhangi
bir makam ve şahıs tarafından bu sakınca doğurulduğu gün orada teori
biter, pratik ve uygulama başlar. »



18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.



« … Bu makamı Türkiye milletinin hakimiyetini ihlâl edecek bir makam
diye anlamak doğru değildir. Bugün halife olan kişinin bizim ile beraber
aynı gerçekleri takdir buyurduğunu zannederim. Ancak bir sakınca ortaya
çıkarsa yalnız bu makama atfetmek lazım gelmez. Bunu yapmak için her
şeyden önce, fikirlerini şeriat görünümüne sokan bazı cahiller,
menfaatperestler ve dalkavuklar ortaya çıkabilir. Bunların yapacağı
telkinleri ve mahiyetini evvelden tanıyıp ona göre gerekli hazırlığı
yapmak her ferdin ve milletin görevidir… »



18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.



« … Bütün İslâm milletleri üzerinde yüce ruhî görevini ifa eden halife
fikri, gerçeklerden değil, kitaplardan çıkmış bir fikirdir… »



29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.



« … Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları
zamandır. Bir Türk padişahı, her nasılsa hilafeti kendine maletmek için
nüfuzunu, itiyadını, servetini kullandı. Bu sırf bir tesadüf eseridir.
Peygamberimiz öğrencilerine dünya milletlerine İslâmiyeti kabul
ettirmelerini emretti, Bu milletlerin hükûmeti başına geçmelerini
emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştır.
Hilafet demek, idare, hükûmet demektir. Hakikaten vazifesini yapmak,
bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasıl
muvaffak olur? İtiraf ederim ki, bu koşullar içinde beni halife tayin
etseler, derhal istifamı verirdim. »





29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.





« Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni
kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan
kaldırılması lazımdır. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asırlardan
beri ruhani yetkilerinin sınırları dışında çok büyük ayrıcalıklar
aldılar. Halkın anlayışına dayanarak bahşedilen hukuk dışı ayrıcalıklar
ile cumhuriyet idaresinin uygulanması mümkün değildir… »



04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç.





« Hilâfet, geçmişin bir rüyası olup, zamanımız da varlık nedeni yoktu… »



25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarı Madam Titaniya’ya Demeç.



HOCA





« … Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. »



16. 03. 1923, Adana Esnaflarıyle Konuşma.







HUKUK İNKILÂBI





« Büsbütün yeni kanunlar vücuda getirerek hukukî esasları temelinden
değiştirmek teşebbüsündeyiz. Ve yeni hukukî esaslar ile alfabesinden
tahsile başlayacak bir yeni hukuk neslini yetiştirmek için bu kurumları
açıyoruz. Bütün bu uygulamalardaki dayanağımız milletin anlayış,
kabiliyeti ve kesin arzusudur. Bu teşebbüslerde arkadaşlarımız, yeni
hukuku, bizimle beraber, bahsettiğim mahiyette anlatmış olan güzide
hukukçularımızdır. »



05. 11. 1925, Ankara Hukuk Fakültesinin Açılışında Yapılan Konuşma.



HUTBE



« … Efendiler, hutbe demek insanlara hitap etmek, yani söz söylemek
demektir. Hutbenin mânası budur… »



07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.





« … Hutbe okuyan kişilerin siyasî, sosyal ve medenî gelişmeleri her gün
takip etmeleri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış
telkinat verilmiş olur. Bundan dolayı hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın
şartlarına uygun olmalıdır… »



07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.





« … Hutbeden maksat ahalinin aydınlatılması ve yol gösterilmesidir,
başka birşey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri
okumak, insanları cehalet ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hutbe
okuyan kişilerin herhalde halkın kullandığı dille görüşmesi uygundur… »



07.02.1923, Balıkesir’de Halkla Konuşma.



HÜKÜMET



« … Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi
milletin refahını temin etmek… »



16.03.1923, Adana İlerigelenleriyle Konuşma.



« Milletlerden ibaret olan toplumlar, birer hükümet teşkili
mecburiyetindedirler. Ama bu mecburiyet toplumun kendini muhafaza etmesi
içindir Hükümetlerin kuruluş gayesi, kavramı, bundan ibarettir… »





23.03.1923, Afyonkarahisar Beledîye Meclisi Üyeleriyle Konuşma.





HÜRRİYET



« Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerlemenin
ve kurtuluşun anası Hürriyet’tir. »



1906, Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin Selanik Şubesini Kurarken.





« Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük
atalarım en kıymetli mirasından olan istiklâl aşkı ile yaratılmış bir
adamım .Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her
safhasını tanıyanlarca bu aşkım bilinmektedir. Bence bir millette
şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın var olması ve devam etmesi,
mutlak o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla mümkündür. Ben
şahsen bu saydığım niteliklere çok önem veririm ve bu niteliklerin
kendimde varlığını iddia edebilmek için, milletimin de aynı nitelikler
ile donanmış olmasını şart ve esas bilirim… »



22.04.1921, Hakimiyet-i Milliye.







« … Eğer bazen ihtiyatkar hareket ediyorsak, aşırı ölçüde şüpheli
davranıyorsak, bize çok pahalıya malolan hürriyetimizi kaybetmek
hususundaki korkumuzdandır. Bu hürriyetin bir küçük kısmını sakat
etmektense, hepsini birden feda etmeyi tercih ederiz. »



29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç





I



IRK





« Efendiler, bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar
görmesi acıdır. Fakat, kendi ırkından büyük tanıdığı ve başlarında
taşıdığı insanlardan vefasızlık, felaket görmesi ondan daha acıdır. Bu
kalp ve vicdanlar için unutulmaz bir yaradır. »



11.09.1924, Bursalılarla Konuşma.







« Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve
Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. »



04.10.1932, Dolmabahçe Sarayı, « Diyarıbekir »

Gazetesinin Sahibine Demeç.



İ

İKTİSAT



« Ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz;
toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasını kurtaramaz. »

(1924)

İLERLEME



« Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet
ki, fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin
ilerleme yolunda yeri yoktur. »

(1923)





İLİM VE FEN



« … İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin
kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur. »



27.10.1922, Bursa Öğretmenlerine.





« … Memleketimizin en ileri, en hoş, en güzel yerlerini üç buçuk sene
kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı mağlup eden zaferin sırrı nerededir
bilir misiniz ? Orduların sevk ve idaresinde ilim ve fen esaslarını
rehber almaktır. Milletimizi yetiştirmek için asıl olan mekteplerimizin,
üniversitelerimizin kuruluşunda aynı yolu takip edeceğiz. Evet,
milletimizin, siyasi, sosyal hayatında, milletimizin fikri terbiyesinde
de rehberimiz ilim ve fen olacaktır… »



27.10.1922, Bursa Öğretmenlerine.



« … Bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat bu süngü zaferi
değil, iktisat ve ilim ve kültür zaferleri olacaktır… »



25/26.01.1923, Alaşehir’de Halka Konuşma.



« Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en
hakiki mürşit bilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde yol gösterici
aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.… »

22.09.1924, Samsun Ögretmenleriyle Konuşma.





« Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda elinde
ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif ilimdir. »



29.10.1933, Onuncu Yıl Nutku.



İLK TAHSİL



« … İlk tahsilin yayılması için, sade ve pratik tedbirler almak
yolundayız. İlk tahsilde hedefimiz, bunun umumi olmasını bir an evvel
tahakkuk ettirmektir. Bu neticeye varmak, ancak, sürekli tedbir almakla
ve onu metodik olarak uygulamakla mümkün olabilir. Milletin başlıca bir
işi olarak, bu konuda ısrar etmeyi gerekli görüyorum… »



01.11.1936, T.B.M.M., 5.Dönem, 2.Toplanma Yılını Açarken.



İNHİSAR (Tekel)



« İnhisarlar konusunda özen gösterilmesi gereken esas, bu kurumların
mali monopol, ticari teşekkül ve millî valörizasyon kurumu karakterinin
dikkatle telifidir. »



01.11.1937, T.B.M.M., 5.Dönem, 3.Toplanma Yılını Açarken.





İNKILÂP



« … Kan ile yapılan inkılâplar daha sağlam olur, kansız inkılâplar
ebedileştirilemez. Fakat biz inkılâba ulaşmak için lüzumu kadar kan
döktük. Bu kanlarımız, yalnız muhabere meydanlarında değil, aynı zamanda
memleketin dahilinde de döküldü. Biliyorsunuz ki Hendek’te, Bolu’da,
Konya’da, Yozgat’ta vesair memleketlerimizde bir çok isyanlar meydana
geldi. Ve bunların hepsi bastırıldı. Temenni ederim ki, bu dökülen
kanlar yeterli olsun ve bundan fazla kan dökülmesin… »



22.01.1923, Bursa Şark Sinemasında Halkla

Konuşma.



« Arkadaşlar ; inkılâbımız Türkiye’nin asırlar için saadetini garanti
etmiştir. Bize düşen onu idrak ve takdir ederek çalışmaktır. »



11.09.1924, Bursalılarla Konuşma.



« … Efendiler, vatanın birliğini, hürriyet ve istiklâlini temin eden
milletimizi Cumhuriyet idaresine kavuşturan inkılâbımız; iktisadi refah
ve saadetimizi, medeniyet aleminde lâyık olduğumuz yeri de temin
edecektir… »



16.09.1924, Trabzonlularla Konuşma.





« … Bu inkılâp, kelimenin ilk anda ima ettiği ihtilâl anlamından başka,
ondan daha geniş bir değişimi ifade etmektedir. Bugünkü devletimizin
şekli, asırlardan beri gelen eski şekilleri bertaraf eden, en gelişmiş
tarz olmuştur. »



05.11.1925, Ankara Hukuk Fakültesinin Açılışında.





« Türk milleti çok büyük olaylarla isbat etti ki, yenilikçi ve inkılâpçı
bir millettir. Son senelerden önceki devirlerde de milletimiz yenileşme
yolları üzerinde yürümeye, sosyal inkılâba teşebbüs etmemiş değildir.
Fakat hakiki faydalar görülemedi. Bunun sebebini araştırdınız mı ? Bu
sebep işe esasından, temelinden başlanmamış olmasıdır. »



30.08.1925, Kastamonu’da İkinci Konuşma.







« Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların amacı, Türkiye
Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir
toplum haline getirmektir. İnkılâplarımızın asıl gayesi budur… »



30.08.1925, Kastamonu’da, 2. Konuşma.





İNSAN



« … İnsanlar; âdetlerini, ahlâklarını, hislerini, eğilimlerini, hattâ
fikirlerini geliştirme ve terbiyede, içinde yetiştiği toplumun genel
eğiliminden kurtulamazlar… »



18.06.1922, Claude Farrere’in Mustafa Kemal’i Ziyaret

Etmek Üzere İzmit’e Gelişinde.





« İnsanlar daima yüksek, soylu ve kutsal hedeflere yürümelidirler… »



27.06.1926, Gazetecilere Verdiği Demeç.







« İnsanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak
gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar
etkilenir. »
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
[TL]Kronos
Süper Moderatör
Süper Moderatör



Mesaj Sayısı : 240
Kayıt tarihi : 22/05/10
Rep Gücü : 0
Tuttuğu Takım : Türkiye
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Yaş : 28
Doğum tarihi : 04/02/96
Ruh Hali : Seçilmedi
çin astrolojisi : Domuz

Atatürkün Sözleri Empty
MesajKonu: Geri: Atatürkün Sözleri   Atatürkün Sözleri I_icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 6:35 am

(1937)





« İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan
uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. »

(1937)





İRTİCA



« … Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalı ve her
yeni şeye karşı mutlaka bir kuvvet çıkar. Buna bizim dilimizde (İrtica)
derler. İşte bu irticanın imhası için gerekli tedbirleri evvelden almış
olmak lazımdır… »



18.01.1923, İzmit’te Halk İle Konuşma.







« Unutmamalıdır ki, milletin hakimiyetini bir şahısta yahut belirli
şahısların elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar
vardır. Hükümdarlar, kendilerini aslı olmayan bir kuvvetin temsilcisi
tanırlar ve bundan zevk alırlar. Fakat onların etrafındaki
menfaatperestler, bunu din kisvesine büründürerek milleti iğfâle, küçük
görmeye çalışırlar. Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. Nihayet
milletin kulağı bu söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin icabı ve
gerçeklerin ifadesi olarak kabul ederler. Bu gibilere gerici ve
hareketlerine irtica derler… »



31.01.1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.





İSTANBUL



« … İstanbul bizimdir. Bununla birlikte boğazlar ve Marmara denizi için
başkentin emniyeti temin edilmek şartıyla bir hal tarzını kabul etmeye
hazır bulunmaktayız… »



Ağustos 1921, Associated Press Muhabirine Demeç.







« … İstanbul şehri, milletimizin sonsuz çalışma ve fedakarlığının ürün
verdiği yerdir. Gerçekten; milletimizin maddî ve manevî varlığını
yücelten anıtlar, kurumlar ve medeniyet eserleri İstanbul’da
yoğunlaştırılmıştır. »



01.03.1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.







« İki büyük dünyanın buluşma noktasında, Türk vatanının süsü, Türk
tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün
vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir… »



01.07.1927, İstanbul Halkı Temsilcileriyle Dolmabahçe

Sarayında Yapılan Bir Konuşma.



İSTİBDAT



« … Bir istibdadın varlığı ile ilgili işaretler’in izahı, bence mümkün
değildir. Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bütün liderleri ve mensupları
Türkiye’de her türlü istibdadı kökünden yıkmak için ve memleket ve
millete tam bir hürriyet kazandırmak için bugüne kadar milletle beraber
hayatlarını ortaya koymaktan çekinmemiş ve hiçbir vakit çekinmeyecek
insanlar olduğuna göre, işaret olunan istibdat herhalde mevcut değildir…
»



11.12.1924,Times Muhabirine Demeç.







« Geleceğini, kendisini zincire vuran şahıslara terk eden milletler, o
şahısların keyif ve isteklerine oyuncak olmaya karar vermiş, rıza
göstermiş kabul edilirler. Bu türlü milletler, talihini ellerine teslim
ettiği insanlar başarılı oldukça, o insanların daha kuvvetli baskısı
altında kalırlar. Başarılı olmazlarsa felâket, yok olma yalnız o
insanları değil, onlara bağlı olan bütün toplumu kapsar.… »



03.01.1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.



İSTİKLÂL



« Ya İstiklâl, ya Ölüm !

(1919)





« … Türkiye halkı asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve
bağımsızlığı hayatın bir gereği kabul etmiş ve bir milletin kahraman
evlâtlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır. Yaşayamaz ve
yaşamayacaktır. »



18.06.1922, Claude Farrere Şerefine Verilen Çay Ziyafetinde.





İSTİKLÂL MAHKEMELERİ



« … Yüce Meclisin kurduğu İstiklâl Mahkemeleri sayesinde çabuk ve
adaletli surette birçok fenalıklara son verilmiştir. Bugün memleket
medenî kanunlar ve sürekli yargı dereceleri ile güvenliği sağlamaya
yeterli bir hale getirilmiştir. »



01.03.1921, T.B.M.M., 2.Toplanma Yılını Açarken.



İSTİKLÂL-İ MALÎ

Malî Bağımsızlık



« … Bugünkü mücadelelerimizin gayesi, tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın
tamamı ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi
bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati kuruluşlarında
bağımsızlık felç olmuştur. Çünkü devletin her organı, ancak mali kuvvet
ile yaşar… »



01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.



İŞ BANKASI



« İş Bankası kurumu, Cumhuriyet tarihinde ekonomi bakımından başlı
başına yer alacaktır. Bu kurum kıymetsiz bir servetin bile ekonomik
hayatta fert menfaatlerine kullanılmayıp ulus menfaatine
kullanılmasından çıkabilecek olan büyük neticeleri, az bir zamanda ve
özellikle yepyeni bir devlet kuruluşunun türlü inkılâp güçlükleri içinde
evrensel bir surette fiilen göstermiştir. »



26.08.1936, İş Bankası’nın 10. Kuruluş Yıldömünde.



İZMİR





« İzmir her yönden Türk memleketidir, Anadolu’nun ayrılmaz bir
parçasıdır. Yunanlılar İzmir’de hiçbir tarihî ve ırkî hakka sahip
değillerdir… »



17.01.1921, United Telgraph Muhabirine Demeç.





« İzmir kırk asırlık bir ata yurdudur. İzmir bu kadar derin bir tarihe
sahip olmakla beraber coğrafî konumu dolayısıyle ekonomik ve siyasî çok
büyük bir öneme sahiptir. İşte bundan dolayıdır ki, Türkiye’yi mahvetmek
isteyen düşmanların herşeyden evvel bakışları bu tarihî, bu mühim
beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler,
ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir… »



31.01.1923, İzmir’de Halk İle Bir Konuşma.





J



JANDARMA OKULLARI





« … İç güvenliğin sağlanmasında en mühim ve maddî vasıta olan jandarma
teşkilâtı, önemli birlikler ilâvesi ile güçlendirilmiş ve çeşitli
jandarma okulları açılmıştır. »



01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.

K-l



K



KABOTAJ



« Kabotajın, bu sene içinde, sadece ve tamamen Türk sancağına dönmesi
fiilen gerçekleşmiştir. Bu olayı övünçle anmak isterim. »



1.11.1926, 2. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.





KADIN



Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı

gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. »



(1923)



« Kadınlarımız hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli ve
daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. »



(1923)



« Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz herşey kadının
eseridir. »



..................................................
.................................................. ............(1923)



« ... Bilinmektedir ki, her safhada olduğu gibi toplum hayatında dahi
görev bölümü vardır. bu genel görev bölümü arasında kadınlar kendilerine
ait olan görevleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı,
saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardır. »



..........................................31. 01. 1923, İzmir’de Halk
İle Konuşma.



« ... İnsanlar dünyaya mukadder oldukları kadar yaşamak için
gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir
toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diğer uzvu atalette olursa, o
toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta çalışması ve muvaffak olması
için çalışmanın ve mufavvak olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve
şartları kabul etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim toplumumuz için ilim
ve fen lâzım ise bunları aynı derecede hem erkek ve hemde kadınlarımızın
kazanmaları lâzımdır.... »



.................................................. ........... 31. 01.
1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.



« ... Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan
oluşmaktadır. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim.
Diğerini gözardı edelim de, kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin ? Mümkün
müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça
diğer kısmı göklere yükselebilsin ? Şüphe yok, ilerleme adımları,
dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme
sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir.... »



.................................................. ......30. 08. 1925,
Kastamonu’da İkinci Konuşma.





KANUN



« ... Kanun koyan insanlar birtakım seçkin özelliklere sahip olmak
mecburiyetindedirler. O özelliklerden birincisi şudur efendiler: Kanun
teklif eden, Kanun yapan, kanun koyan bir insan insanlığın bütün
hislerini bütün ihtiraslarını herkesten daha çok sezer ve bilir. Fakat
nefsini herkesten çok va tamamen bütünüyle bunlardan ayırt etmek kudret
ve yeteneğine sahip olmalıdır. Bu seçkin özelliklere sahip olmayan,
insanlar insan topluluğu için kanun yapmak hak ve yetkisinden men
edilmiştir. Efendiler kanunlar hislere dayanarak ve uyularak yapılmaz. »



..................................................
............................................1. 12. 1921, TBMM.



« Günün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve
ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir. »



..................................................
..................................................
................(1925)





KAPİTÜLÂSYON







« ... Kapitülâsyonların hiçbir kısmında istisnayı kabul etmiyoruz. Adlî,
malî veya askerî kapitülâsyonların hiçbirini tanımıyoruz. »



....................................26. 09. 1922, Chicago Tribun’un
İzmir’e Gönderdiği

Muhabirine Verilen Demeç.



« Bana Avrupalıların ve bilhassa Fransızların doğudaki yararlarından
bahsediyorsunuz. Her şeyden evvel şurası bilinmek lâzımdır ki, Büyük
Millet Meclisi hükümeti kapitülâsyonların devamını asla kabul
etmeyecektir. Şayet yabancı uyruklular eskiden olduğu gibi, bundan sonra
da kapitülâsyonlardan istifade etmeyi düşünüyorlarsa, aldanıyorlar.
Kapitülâsyonlar bizim için mevcut değildir ve asla mevcut olmayacaktır.
Türkiye’nin istiklâli her sahada tamamen ve eksiksiz onaylanmak şartıyla
kapılarımız bütün yabancılara açık kalacaktır… »



2.11.1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç.



« … Millî hududlarımız dahilinde bulunan toprakların bize verilmesinde
israr edeceyiz. Ondan sonra, bu topraklar üzerinde tamamıyla, bağımsız,
yani kapitülâsyonsuz bir Türkiye yaşamasını istiyoruz. İşte bütün
istediklerimiz budur… »

2.11.1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa’da Verilen Demeç



« … Kapitülâsyonların Türk milleti için ne derece nefret edilen birşey
olduğunu size tarif edemem. Bunları diğer şekil ve namlar altında
gizleyerek bize kabul ettirmeye muvafak olacaklarını planlayan ve hayal
edenler bu konuda pek çok aldanıyorlar. Zira, Türkler kapitülâsyonların
devamının kendilerini pek az vakitte ölüme sevkedeceğini pek iyi
anlamışlardır… »



25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’a

Çankaya’da Verilen Beyanat.



KIYAFET



« … Her milletin olduğu gibi bizim de millî bir kıyafetimiz varmış.
Fakat inkar edilemez ki, taşıdığımız kıyafet o değildir. Hatta millî
kıyafetimizin ne olduğunu bilenler içimizde azdır bile. Medeni bir insan
bu tuhaf kıyafete girip dünyayı kendine güldürür mü ? »



30.08.1925, Kastamonu’da İkinci Bir Konuşma.



« Devlet memurları bütün milletin kıyafetlerini düzeltecektir. Fen,
sıhhat açısından pratik olmak itibariyle, her görüş noktasından tecrübe
edilmiş medeni kıyafet giyilecektir. Bunda tereddüde yer yoktur. »



30.08.1925, Kastamonu’da İkinci Bir Konuşma.



« … Tabirimi mazur görünüz. Altı kaval üstü

şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet, ne millidir ve ne de
uluslararasıdır. O halde kıyafetsiz bir millet olur mu arkadaşlar ?

… Medeni ve uluslararası kıyafet bizim için çok cevherli milletimiz için
lâyık bir kıyafetir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta
pantalon, yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve doğal olarak
bunların tamamlayanı olmak üzere güneşten koruyan başlık… »



28.08.1925, İnebolu’da Bir Konuşma.







KOLORDU KUMANDANI



« … Kolordu kumandanı demek Efendiler, dünyanın her yerinde, her
millete, en büyük kumandan demektir. Kolordu kumandanından sonra başka
büyük kumandan yoktur… »



14.08.1920, TBMM.



KOMÜNİZM



« Komünizm toplumsal bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin
toplumsal şartları, dinî ve millî ananelerinin kuvveti Rusya’daki
komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini doğrular bir
mahiyettedir… »



6.02.1921, Hâkimiyet-î Milliye.



KÖYLÜ



« Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O
halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanmış olan
köylüdür. »



(1922)



« Köylü hepimizin velinimetidir. Bu soylu unsurun refahını düşüneceğiz. »



20.07.1931, Eskişehir’den geçerken. « Zahire ticaretinde ziyan ettiğini »
söyleyen Uluçayırlı Hasan Efendi’ye hitaben söylenmiştir.





KÖYLÜ KADINI



« Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının
üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur. »

(1923)



KURAN-I KERİM



« Sonra Kur’anın tercüme edilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak
Türkçe’ye tercüme ediliyor… »



30.11.1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.





KURTULUŞ



« Türk milletinin kalbinden, vicdanından sanih ve mülhem olan en esaslı,
en bariz arzu ve iman malum olmuştu : Kurtuluş. »



(1927)



KÜLTÜR



« Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür... Kültür, okumak, anlamak,
görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak düşünmek ve
zekâyı eğitmektir. »



(1936)



« … Kültür zeminle orantılıdır. O zemin, milletin seciyesidir. »



16.07.1921, Ankara, Maarif Kongresini Açarken.



« Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey yüksek kültürde ve yüksek
fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.



(1932)



« Kültür, tabiatın yüksek verimleriyle mesut olmaktır. Bu ifade içinde
çok şey saklıdır. Temizlik, saflık, yükseklik, insanlık vb. bunların hepsi insanlık
niteliklerindendir. »



(1936)





L

LAİKLİK



« Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün
yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir. »

(1930)



« Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle
mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını
sağlamıştır. »

(1930)



LATİN HARFLERİ



« … Basit bir tecrübe Lâtin esasından Türk harflerinin, Türk diline ne
kadar uygun olduğunu şehirde ve köyde yaşı ilerlemiş Türk evlâtlarının
ne kadar kolay okuyup yazdıklarını güneş gibi meydana çıkarmıştır. »



1.11.1928, TBMM, 3. Dönem 2. Toplanma Yılını

Açarken.







LOZAN BARIŞI





« Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış
ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastin
yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi
geçmemiş bir siyasi zafer eseridir. »



24.07.1933, Hakimiyet-î Milliye.







« … Lozan barışı Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Türk milleti için
siyasi bir zafer teşkil eden bu antlaşmanın Osmanlı Tarihinde benzeri
yoktur. Milletimiz bununla haklı olarak iftihar edebilir ve Türk
milletin yüksek bir eseri olan bu antlaşmanın yüksek kıymetini takdir
etmesi lâzım gelen gençliğin bunu mazide yapılmış antlaşmalarla
kıyaslanması gerekir. »



26.07.1927, Dolmabahçe Sarayı, Lozan Barış Antlaşması Hakkında.



M

MALİYE MEMURU



« … Maliye memurları da iç işleri memurları gibi halkla daimî teması
olan teşkilâttır. Bunların da, halk ile temaslarında, halk için çalışan
bir halk hükümetin tabii niteliği olan azami dikkat ve ihtimam göstermek
ve âzami emniyet ve inan vermek özelliklerinin ortaya çıkmasına
bilhassa özen göstermeleri lâzımdır. »



1.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını

Açarken.



MECELLE



« Efendiler ! Bizim elyevm mevcut olan kanunu medenimiz mecelledir. Bu
kanunu medenî takriben yarım asır evvel Cevdet Paşa merhumun taktı
riyasetinde bir heyet-î ilmiye marifetiyle tertip olunmuştur… »



1.03.1922, TBMM, 3. Toplanma Yılını Açarken.



MEDENİ ESER



« … Dünyada her miletin varlığı, kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı,
sahip olduğu ve yapacağı medeni eserlerle orantılıdır. Medeni eser
meydana getirmek kabiliyetinden mahrum olan milletler, hürriyet ve
bağımsızlıklarından soyutlanmaya mahkumdurlar… »



30.08.1924, Dumlupınar’da Konuşma.



MEDENİYET



« … Memleketler çeşitlidir, fakat medeniyet birdir, ve bir milletin
gelişmesi için bu tek medeniyete katılması lazımdır… »



29.10.1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.



« … Medeniyet yolunda yürümek başarılı olmak hayatın şartıdır. Bu yol
üzerinde bekleyenler veyahut bu yol üzerinde ileri değil geriye bakmak
bilgisizlik ve gafletinde bulunanlar, umumî medeniyetin coşkun seli
altında boğulmaya mahkumdurlar. »



30.081924, Dumlupınar’da Konuşma.





« Efendiler, medeniyet yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal
hayatta, iktisadi hayatta ilim ve fen sahasında başarılı olmak için tek
olgunlaşma ve ilerleme yolu budur… »



30.081924, Dumlupınar’da Konuşma.





« Türk milletinin istidâdı ve kâti kararı medeniyet yolunda durmadan
ilerlemektir. »

(1924)



« … Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır. Şunun bunun sözüne önem
vermeyeceğiz. Medeni olacağız. Bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk ve
İslâm âlemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve
yükselmeye uyamadıklarından ne büyük felaketler, ne ıstıraplar
içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve sonuç olarak son
felaket çamuruna batışımız bundandır… »



24.08.1925, Kastamonu’da Bir Konuşma.



« … Medeniyet öyle bir kuvvetli ateştir ki ona ilgisiz olanları yakar ve
mahveder. »



24.08.1925, Kastamonu’da Bir Konuşma.





« … Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya,
mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz. »



26.08.1925, İnebolu’da Bir Konuşma.



« Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkı medenidir. Tarihte
medenidir, hakikatte medenidir. Fakat ben sizin öz kardeşiniz,
arkadaşınız, babanız gibi medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı,
fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat ve göstermek
mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, aile
hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir.
Sonuç olarak medeniyim diyen, Türkiye’nin hakikaten medeni olan halkı
başından aşağıya dış görünüşüyle dahi medeni ve gelişmiş insanlar
olduğunu göstermeye mecburdurlar… »



28.08.1925, İnebolu’da Bir Konuşma.



« Medenî olmayan insanlar, medenî olanların ayakları altında kalmaya
maruzdurlar.



10.10.1925, Akhisar’da Bir Konuşma.



« … Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır… »



24.08.1925, Kastamonu’da Bir Konuşma.



MEMLEKET



« Memleket mutlaka modern, medenî ve yepyeni olacaktır. Bizim için bu
hayat davasıdır. »



(1923)



MESULİYET (SORUMLULUK)



« Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır. »



1919, Belleten, C. VIII, s. 28.



MEYDAN MUHAREBESİ



« … Harb, muharebe, nihayet meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen
iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan
muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasındaki
seviyeleriyle, ahlâklarıyla, harslarıyla özet olarak bütün maddi ve
mânevi kudret ve faziletleriyle ve türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir
imtihan sahasıdır. Bu sahada, çarpışan milletlerin hakikî kuvvet ve
kıymetleri ölçülür… »



30.081924, Dumlupınar’da Konuşma.





MİLLET





« Bugün vatanımızla bir millî kudret varsa o cereyan, felâketlerden ders
alan milletin kalb ve dimağından doğmuştur. »



(1919)



« Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden,
onun efendisi olur. »



(1921)



« … Milleti millet yapan, ilerleten ve yükselten kuvvetler vardır :
fikir kuvvetleri ve sosyal kuvvetler… »



27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.





« Bilelim ki kazandığımız başarı, milletin kuvvetlerini
birleştirmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarıları, zaferleri
ileride de kazanmak istiyorsak, ayni esasa dayanalım, aynı yolda
yürüyelim. »

(1923)









« Milletlerin siyasetinde ancak menfaatleri vardır. Kimsenin kimseye
dost olmayacağını bilelim. »





(1933)







« Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur. »





(1935)





« … Kuvvet birdir ve o milletindir… »





1.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3.Toplanma Yılını Açarken.







MİLLETLER CEMİYETİ



« Milletler Cemiyeti, henüz kesin ve etkili bir vasıta olduğunu ispat
etmemiştir. Diğer taraftan, Milletler Cemiyeti bugün, bütün milletlerin,
ortak amaçlarının gerçekleşebilmesi için çalışabilecekleri tek
teşkilattır. »



21.06.1935, Gladys Baker’e Verilen Demeç.



MİLLETVEKİLİ



« Sayın milletvekilleri; Ağır ve önemli işleriniz, size, millet yolunda,
esaslı hizmetler hazırlamaktadır. Milletin sevgileri hayırlı ve faydalı
çalışmalarınızda sizinle beraberdir. »



1.11.1936, TBMM, 5. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.



MİLLÎ AHLÂK



« … Millî ahlakımız medeni esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve
takviye olunmalıdır… »



25.08.1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.









MİLLÎ CEMİYETLER





« Esasen Doğuda ve Batıda, hemen memleketimizin her tarafında müdafaa ve
milletin ve memleketin haklarını korumak için cemiyetler kurulmuştur.
Bu cemiyetler düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek amacıyla millî
vicdanın azim ve iradesinden doğmuş tek teşkilât idi. »





24.04.1920, TBMM.



MİLLÎ EĞİTİM







« İyileştirilecek şeyler ekonomi ve eğitimdir. Bu sayede memleket imar
edilecek millet refah sahibi olacaktır. »





Ocak 1922, Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin’e Demeç.





« Eğitim ve öğretimde tatbik edilecek usul, bilgiyi insan için fazla bir
süs, bir baskı (hükmetme) vasıtası yahut medeni bir zevkten çok, maddi
hayatta muvaffak olmayı temin eden pratik ve kullanışlı bir cihaz haline
getirmektir. »



(1923)



« Hükümetin en verimli ve en mühim vazifesi milli eğitimle ilgili
işlerdir. Bu işlerde başarılı olabilmek için öyle bir program takip
etmeye mecburuz ki, o program milletimizin bugünkü haliyle, sosyal,
hayati ihtiyacıyla muhitin şartları ve asrın icaplarıyla tamamen
orantılı ve uygun olsun. Bunun için büyük fakat hayali ve çapraşık
düşüncelerden tamamen vazgeçerek hakikate kuvvetle bakmak ve elle temas
etmek lazımdır. »



(1922)





« Eğitimde süratle yüksek bir seviyeye çıkacak bir milletin hayat
mücadelesinde maddi manevi bütün kudretlerinin artacağı muhakkaktır. »



01. 11. 1928. 3. Dönem 2. Toplanma Yılını Açarken.





MİLLÎ HÂKİMİYET



« … Kesinlikle tekrar ederim ki milletin hâkimiyeti sonsuzdur. »



19.01.1923, Anadolu Ajansı.



« Hâkimiyeti milliye, milletin namusudur, haysiyetidir, şerefidir. »



7.02.1923, İkdam.



« Hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı temel millî
egemenliktir. »

(1923)



« Yeni Türkiye hükümetinin öz cevheri millî egemenliktir. Milletin
kayıtsız ve şartsız egemenliğidir. »



(1923)



« Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir taç
ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş
kurumlar her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar. »



30.08.1924, Dumlupınar’da Konuşma.



MİLLÎ TERBİYE



« .. Ben burada yalnız yeni Türk Cumhuriyetinin yeni nesle vereceği
terbiyenin millî terbiye olduğunu kesinlikle ifade ettikten sonra… »



22.09.1924, Samsun Öğretmenleriyle Konuşma.



MİLLÎ TEŞKİLÂT

(TEŞKİLÂT-I MİLLİYE)



(Teşkilâtı milliye ne zaman başladı? sorusuna cevabı.)



« Mütarekeden hemen sonra ve vatanın her tarafında hemen aynı zamanda »



13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Başmuhabiri Velit

Ebüzziya’nın Telgrafına Cevap.



(Asıl amacı nedir? sorusuna cevabı.)



« Asıl amaç vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını sağlamaktır.»



13.10.1919, Tasvir-î Efkâr Gazetesi Başmuhabiri Velit

Ebüzziya’nın Telgrafına Cevap.



MİLLÎ ÜLKÜ



« … Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri
zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik
duygusunu sürekli olarak ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek
geliştirmek millî ülkümüzdür. »



29.10.1933, Ankara, 10. Yıl Nutku.



MİLLİYETÇİLİK



« Gerçi bize milliyetçi derler. Fakat biz öyle milliyetçileriz ki,
bizimle birlikte çalışan bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz.
Onların bütün milliyetlerinin gereklerini tanırız. Bizim
milliyetçiliğimiz herhalde bencil ve mağrurane bir milliyetçilik
değildir… »



15.08.1920, TBMM.





« Bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin
avıdır.»



(1923)





MİLLÎ HAREKET

(HAREKÂT-I MİLLÎYE)



« Bu hareket milletin bir arzusudur. Hattâ bir ihtiyacıdır. Bu arzu ve
ihtiyacı doğuran şeyde şahıslar değil, bizzat olaylardır. Devletin
birlik ve bağımsızlığını tehdit eden meşru olmayan bir takım ihtirasat,
topraklarımıza, hiçbir hakka dayanmaksızın gerçekleşen saldırılar,
tehlike karşısında millete birleşmek gereğini duyurmuştur. Böyle bir
harekete macera demek, bu hareketi takdir edenleri maceraperestikle
adlandırmak gafillik, garazlık değil midir ?… »



24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-î Efkâr Muhabiri Ruşen

Eşref ile Mülâkat.



MİLLÎ KÜLTÜR



« Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin
temel dileği olarak temin edeceğiz. »



1.11.1932, TBMM, 4. Dönem 2. Toplanma Yılını

Açarken.





« … Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine
çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip
kılacağız. Millî kültürümüzü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne
çıkaracağız. »



29.10.1933, Ankara, 10. Yıl Söylevi.





« … bir milletin kültür seviyesi, üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi
sahalarındaki faaliyet ve başarı neticelerinin kazancıyla ölçülür. »



01.11.1937,T.B.M.M. 5.Dönem, 3.Toplanma Yılını

Açarken.



MİLLÎ MÜCADELE



« Millî mücadeleyi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir, milletin
evlâtlarıdır. Millet analarıyla, babalarıyla, bacılarıyla mücadeleyi
kendisine ülkü edindi. …Millî mücadele de şahsi hırs değil, millî ideal,
millî onur gerçek sebep olmuştur… »



14.101925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.





« Bir milletin ruhu zapt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi
kırılmadıkça o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların
yarattığı millî bir ruha, kuvvetli ve daimî bir millî iradeye hiçbir
kuvvet karşı koyamaz.



1.09.1924.











« Millî mücadelede şahsi hırs değil, millî ideal, millî onur asıl etken
olmuştur. »



(1925)



« Milletin varlığını devam ettirmek için fertleri arasında düşündüğü
müşterek bağ, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş,
yani millet, dini ve mezhebî bağlar yerine, Türk milliyeti bağı ile
fertlerini toplamıştır. »



1925, Ankara Hukuk Mektebini Açarken.



« Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz.
Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne
kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluğa dayanan cumhuriyet de
kuvvetli olur. »



26.04.1926, Türk Ocakları Delegelerine.





« Milli ülküye tam bir iman ve onun gereklerini tereddütsüz yerine
getirmenin neticesi elbette başarıdır. »

(1931)







« Seneler geçtikçe, millî ideal verimleri, güvenle çalışmada, ilerleme
hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde, daha iyi gözlere
çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir ; çünkü biz, esasen millî
varlığımızın temelini, millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz. »





(1936)









MİMBER



« … Mimberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyiz kaynağı, bir
nur kaynağı olmuştur. »



7.02.1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.



MİSAFİR



« … Bizzat Anadolu içerlerinde yaptığım seyahatlerimde gördüm ki, biz
Türkler misafirlerimizi ağırlama ve ikram için onlara verdikleri
ziyafetlerde çok miktarda yemek yapıyoruz. Bu iktisada aykırı olduğu
gibi, takdir buyurunuz ki sıhhate de zararlıdır. Milletimizin
misafirperverlikteki bu ananesini makul bir sınıra çekmeyi hepimiz görev
saymalıyız. »



3.10.1925, Bursa’da 3. Bir Konuşma.







MİSAK-I MİLLİ





« Misak-ı Millî, barış yapmak için makul ve asgarî koşullarımızı içeren
bir programdır. Barışa ulaşmak için biraraya getireceğimiz esasları
içine alır… »



Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.





« Barıştan sonraki çalışmada başarılı olabilmek milletin istiklalinin
korunmuş olmasına bağlıdır Misak-ı Millî’nin hedefi, onu temindir. »



Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.



« Misak-ı Millî dairesinde varlığını temin ettikten sonra gürültü
çıkarıp fesatçılık edecek ve araziyi genişletme fikrinde bulunacak
adamlar ortaya çıkmaz. Bence buna imkân yoktur. »



Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin’e Verdiği Mülâkat.





MONDROS MÜTAREKESİ



« … Ahmet İzzet Paşa Hükümeti milliyetler esasına dayanan âdilâne bir
barışa kavuşmak emeliyle mütarekeye talip oldu. İstiklâl uğrunda namus
ve yiğitlikle döğüşen milletimiz 30 Ekim 1918 tarihinde imza olunan
mütarekename ile silahını bıraktı. »



24.04.1920, TBMM.



« İtilâf donanmaları İstanbul’a girdikten sonra mütarekenâme ahkamı bir
tarafa bırakıldı. Gün geçtikçe artan bir şiddetle, saltanat hakları,
hükümet haysiyeti, millî izzetinefsimiz, saldırılara uğradı. Heyeti
itilâfiyeden gördükleri teşvik ve fiilî himaye sayesinde Osmanlı
vatandaşı gayrimüslim unsurlar her yerde küstahane tecavüze başladılar. »



24.04.1920, TBMM.



MUHALEFET



« … Bence muhalefet hürmete değerdir. Çünkü o da bir araştırma, bir
görüş bileşkesidir. Fakat edilecek itirazlar makul ve anlayışlı ve meşru
sebeplere dayanmazsa muhalefet değersiz olur. »



24/25.10.1919, Amasya, Tasvir-i Efkâr muhabiri Ruşen Eşref ile Mülâkat.



MUSİKİ (MÜZİK)



« … Şimdi karşıda medenî dünyanın musikisi de işitildi. Bu ana kadar
şark musikisi denilen terennümler karşısında kansız gibi görünen halk
derhal harekete ve faaliyete geçti. »



1928, Sarayburnu Parkı.



-------------------------------------------------------------------



« Bir milletin yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği
alabilmeli, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeye yeltenilen musiki, yüz
ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Millî ince
duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak,
onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir.
Ancak bu sayede, Türk millî musikisi yükselebilir, evrensel musikide
yerini alabilir. »



(1934)



« Millî musikimizi, modern teknik içinde yükseltme çalışmalarına, bu yıl
daha çok emek verilecektir. »



(1935)



« Hayatta musiki lâzım değildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile
ilgisi olmayan mahlûkat insan değildir. Eğer mevzubahis olan hayat insan
hayatı ise musiki mutlaka vardır. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz.
Musiki hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve herşeyidir. Yalnız musikinin
uygun türü müteleadır. »



14.10.1925, İzmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma.



---------------------------------------------------------------------------------------------





« Bugün dinletmeğe yeltenilen musiki yüz ağartacak değerde olmaktan
uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal; ince duyguları, düşüceleri
anlatan; yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce ,
genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak; bu düzeyde,
Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. »



01. 11. 1934, TBMM, 4. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.







(1930)

MUSUL



« Musul vilâyeti, Türkiye Devletinin millî sınırları içindedir,
buralarını anavatandan koparıp şuna buna hediye etmek hakkı kimseye ait
olmaz… »



30.01.1923, İzmir, İzmir Basın Mensuplarına Demeç.



MÜDAFAA

« Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır »



26 Ağustos 1921. Sakarya meydan savaşı emrinden



N-o-Ö



N



NAMAZ



« Masum halka beş vakit namazdan başka geceleri de fazla namaz kılmayı
vaaz etmek ve öğütlemek, belki ömründe hiç namaz kılmamış olan bir
politikacı tarafından vaki olursa, bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur
mu ? »



15/20.10.1927, Nutuk.



NAPOLYON



« … Ben, Napolyon’u hiç sevmiyorum. Çükü Napolyon her şeye kendi şahsını
sokardı. Mücadelesi belli bir dava için değildi; kendi şahsı içindi.
İşte bu bakımdan bu gibi adamlar için kaçınılması imkansız olan felâkete
uğradı… »



23.01.1923, Morning Post Yazarı Grace Ellison’a Demeç.





« … Napolyon, beni başka askerlerden başka alâkadar etmez. »



23.01.1923, Morning Post yazarı Grce Ellison’a demeç.





« … Napolyon esaslı bir fikre dayanmadan işe başlamış ve kendine bir
fırsat yaratacağını zannetiği olayların gidişine uymuştur. Onun bu
şekilde hareketi, demokrasiciliğin vücudunun altmış senelik gecikmesine
sebebiyet vermiştir ; diyebiliriz… »



30.11.1929, Vossishe Zeitung Muhabirine Demeç.







NEFER (ASKER)





« Kahraman Türk neferi Anadolu muharebelerinin manasını anlamış, yeni
bir mefkûre ile muharebe etmiştir. »



(1921)





« … Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir: biri çiftçi, diğeri asker.
Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi
yetiştirdik: çünkü topraklarımız çoktur, İyi asker yetiştirdik: çünkü o
topraklara kasteden düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o
toprakları koruyan hep sizlersiniz… »



18.03.1923, Tarsus’ta Çiftçilerle Konuşma.



« En büyük askerlik budur: Çeşitli ihtimalleri çok iyi hesap etmeli, en
iyi görüneni süratle tatbik etmeli. »

(1924)



« Ben askerliğin her şeyden çok sanatkârlığını severim. »



(1912)



NÜFUS KANUNU



« Büyük millet meclisinin tasvibine arz edilmiş olan yeni Nüfus
Kanununun kabul ve uygulanması nüfus işlerinin daha modern ve muntazam
bir şekilde yürütülmesini temine hizmet edecektir. »



01.11.1938, TBMM, 5. Dönem 4. Toplantı Yılının açılışında Atatürk adına
Başvekil Celal Bayar Tarafından okunan söylev.





NÜFUS SAYIMI

(TAHRİR-İ NÜFUS)



« Efendiler, nüfus meselesi bir memleketin en önemli hayati
meselelerindendir. İdarî, askerî, malî ve iktisadi meselelerde memleket
nüfusunun gerçek sayısını bilmek ne kadar gerekli ise her sene yapılacak
istatistiklerle nüfusun artış veya azalış miktarı anlaşılmadan artış
nedenlerinin devam ettirilmesi ve azalış nedenlerinin yok edilmesi için
tedbir almanın mümkün olmayacağı bellidir. Bundan dolayı yeniden nüfus
sayımı yapılmasına pek acil ve kesin bir lüzum muhakkaktır.»



01.03.1923, TBMM, 4. Toplanma Yılını Açarken.





O







OKUL (MEKTEP)



« … Mektep sayesinde, Mektebin vereceği ilim ve fen sayesindedir ki,
Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün
güzelliği ile gelişir. »



27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.







« … Mektep genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete
sevgiyi, şerefi ve bağımsızlığı öğretir.Bağımsızlık tehlikeye düştüğü
zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir…
Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde
birer namuskâr ve birer âlim olmaları lâzımdır. Bunu temin eden
mekteptir. »



27.10.1922, Bursa, Öğretmenlere.





« … Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere
muhtaçtır. Orası da mekteptir. »



31.01.1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.





« Okullar öğretim ve eğitim kadar, okul dışındaki neslin sürekli bir
aydınlık demeti altında tutulması gereklidir. »



07.07.1927, Dolmabahçe, İstanbul

Muallîmler Heyetine söylenmiştir.





ORDU

(TÜRK ORDUSU)



« Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam
bir askere rast gelinmemiştir. »



(1921)





« Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu, istilalar yapmak
veya saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde
ihtiras aleti olmaktan uzaktır… »



18.04.1922, TBMM, Ordu Hakkında.





« Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının vazifesi, « Misak-ı Millî »
hükümlerini temin etmektir. »



2.09.1922, İzmir’de İkdam Muhabiri Yakup Kadri’ye

Verilen Beyanat.



« Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için
sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız
teminatıdır. »



01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını

Açarken.







« Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk
vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. »



01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını

Açarken.







« Büyük millî disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal
savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren
büyük bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve himmet edileceğine,
şüphem yoktur. »



01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını

Açarken.



« Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle
beraber medeniyet ışıklarını taşıyan kahraman Türk ordusu !

Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket ve
musibetlerden ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen
Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün
modern silah ve vasıtaları ile donanmış olduğun halde vazifeni aynı
bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur… »



9.10.1938, T.C. Ordularına Mesaj, Ankara

Hipodrumunda yapılan geçit resminden önce

Başbakan Celâl Bayar tarafından okunmuştur.





ORMAN



« Orman servetimizin korunması lüzumuna ayrıca işaret etmek isterim.
Ancak, bunda mühim olan, korunma esaslarını; memleketin türlü ağaç
ihtiyaçlarını davamlı olarak karşılaması icab eden ormanlarımızı dengeli
ve teknik bir şekilde işleterek istifade etmek esasiyle makul bir
şekilde uzlaştırmak mecburiyeti vardır… »



01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını

Açarken.



ORTA TAHSİL



« Bu ilk ve son iki tahsil kademesi arasında orta tahsilin de
gerekliliği tabiîdir. Orta tahsilin gayesi memleketin muhtaç olduğu
muhtelif hizmet ve sanat erbabını yetiştirmek ve yüksek tahsile aday
hazırlamaktır.

Orta tahsilde dahi terbiye ve talim usulünün pratik ve uygulamalı olması
esasına uymak şarttır. Kadınlarımızın da aynı tahsil derecelerinden
geçerek yetişmelerine önem verilecektir. »



01.03.1922, TBMM, 3. Toplanma Yılını Açarken.



OSMANLI DEVLETİ



« Osmanlı devleti ne yazık ki ölmüştür. Babıâli hükûmeti ne yazık ki
ölmüştür; affedersiniz, hata ettim! Ne yazık ki demeyecektim, iyi ki
ölmüştür. Çünkü onlar ölmeseydi milleti öldüreceklerdi… »



31.01.1923, İzmir’de Halk ile Konuşma.





OSMANLI TARİHİ



« … Osmanlı tarihi baştan nihayetine kadar hakanların, padişahların,
şahısların, en nihayet zümrelerin hal ve hareketlerini kaydeden bir
destandan başka bir şey değildir..."



17.02.1923, İzmir İktisat Kongresinin Açış Söylevi.





Ö



ÖĞRENCİ



« Öğrenci her ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin
büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın. »



(1930)



ÖĞRETMEN



« Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakar ve
saygıdeğer unsurlarıdır. »



01. 03. 1923.



« Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler
topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. »



(1924)





« Öğretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve
yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette
yetiştirmek sizin elinizdedir. »



25.08.1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.



« Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve
eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz
olacaktır… »



25.08.1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.



« Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil
derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir. Memleket
evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve
başarılı olacak surette donatılmalıdır.… »



25.08.1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.



« Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister.
»



25.081924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.





« Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır »



25.08.1924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.



« …Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden,
eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde
edememiştir. Ona alâlâde bir kütle denir, millet denmez… »



14.10.1925, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda.



« Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile
beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir
varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. »



07.071927, Dolmabahçe Sarayı, İst.Muallimler Heyetine Demeç.



ÖLÜM

« … Ölüm tabiatın en tabiî bir kanunudur. Fakat böyle olmakla beraber
bazen ne hâzin tecelliler arzeder… »



27.01.1923, İzmir’de Karşıyaka’da Annesinin Mezarı



P-r



P





PANİSLAMİZM



« … Efendiler, Panislâmizmi ben şöyle anlıyorum: Bizim milletimiz ve onu
temsil eden hükümetimiz tabii olarak dünya yüzünde mevcut bütün
dindaşlarımızın mesut ve müreffeh olmasını isteriz. Dindaşlarımızın
değişik çevrelerde vücuda getirmiş oldukları toplumların bağımsız olarak
yaşamalarını isteriz. Bununla yüksek bir zevk ve mutluluk duyarız.
Bütün Müslümanların, İslam dünyasının refah ve mutluluğu kendi refah ve
mutluluğumuz gibi kıymetlidir! Ve bununla çok ilgiliyiz. Ve bütün
onların dahi aynı şekilde bizim mutluluğumuzla ilgili olduklarına
şahidiz. Ve bu her gün meydandadır. Fakat Efendiler ! Bu toplumların
büyük bir imparatorluk halinde bir noktadan sevk ve idaresini düşünmek
istiyorsak bu bir hayaldir ! İlme, mantığa, fenne aykırı bir şeydir !… »



01.12.1921, TBMM.





--------------------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------------------

« Panislamizm, panturanizm siyasetinin başarı kazandığına ve dünyayı
uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanmamaktadır. Irk farkı
gözetmeksizin bütün insanlığı kapsayan cihangirane devlet oluşturulması
hırslarının sonuçları da, tarihte kaydedilmiştir. İstilacı olmak
hevesleri, konumuzun dışındadır. İnsanlara her türlü özel duygularını ve
bağlantılarını unutturup onları, kardeşlik ve tam eşitlik çerçevesinde
birleştirerek, insancı bir devlet kurmak teorisi de, kendine özgü
koşullara sahiptir. »



15/20.10.1927, Nutuk – Söylev, c. II. s. 587.





PARA



« … Millî paramızın fiilen müstakar olan kıymeti muhafaza olunacaktır. »



01.11.1936, TBMM, 5. Dönem 2. Toplanma Yılını

Açarken.

------------------------------------------------------------------------------------



« Samimi bir bütçeye ve hakiki bir ödeme dengesine dayanan paramızın
fiilî istikrar vaziyetini kesin surette muhafaza edeceğiz.



01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 2. Toplanma Yılını

Açarken



PEYGAMBER



« … Allah, Hazreti Âdem Aleyhisselâm'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen
sayılamayacak kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir.
Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve medeni hakikatleri
verdikten sonra artık insanlıkla aracı kullanarak temasta bulunmağa
lüzum görmemiştir… »



01.11.1922, TBMM.



« … Peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenabı hak tarafından insanlara
dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur… »



07.02.1923, Balıkesir’de Halka Konuşma.





« O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca
insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o,
ölümsüzdür. »



(1926)



POLİS



« Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların
karşısındadır. »



(1929)



« Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne
kadar şefkatli olmalıdır. »



(1934)



Polis, kanun adamıdır. Ona her zaman saygı göstermeli ve itaat
edilmelidir. »



(1937)



R

RADYO



« Ulusal kültür için pek lüzumlu olduğu gibi, arsıulusal ilgiler
bakımından da yüksek değeri belli olan radyo işine önem vermeniz çok
yerinde olur. »



01.11.1935, TBMM, 5. Dönem 1. Toplanma Yılını

Açarken



RUM PATRİKHANESİ



« … Lâkin bir fesat ve hiyanet ocağı bulunan memlekette nifak tohumları
ve uyuşmazlık saçan, hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için
de uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık
topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı
memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve
sebepler gösterilebilir? »



25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot’ya

Verilen Beyanat.





RUS İHTİLÂLİ



« … Harb-i Umuminin son senelerinde Rusya dahilinde infilâk eden
inkilâp, insanların çoğunluğunu teşkil eden fakir halk içinde, bilhassa
bu halkın en çok sıkıntı, eziyet ve ıstıraba uğramış olan işçi sınıfı
içinde, eskiden beri mevcut olan sosyalistliğin gerçek maksadını ve
gayelerini ilân etti… »



14.08.1920, TBMM.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Atatürkün Sözleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Din ve Laiklikle ilgili sözleri
» galatasaray güzel sözleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu. :: Atatürk Köşesi-
Buraya geçin: