Mucize
ALLAH’ın getirisi, bahşettiği bir güzellik değil sadece, aynı
zamandabunu kullanacak aklı yİnsanoğlu var olduğundan bu
yana hep kendini anlama, algılama, yeni eylem ve ideler geliştirmekte
bunda da son derece başarılı olmakta...Tarihi perdenin aralanması
birçok veriyi gözlerimiz önüne sermiş, bilinmeyen birçok bilgi, denizin
altından süzülüp de gelmiş bir taş gibi parıldamakta...En
kıymetli hislerin bile bir zaman sonra yok olduğunu anlayan insan,
çağlar boyu duygularını eylemleştirmeyi, o duyguları yaşamayı bilmiş,
birçok gizemin bam telini tıngırdatmıştır...Tarihten bu yana
savrulur durur Anadolu'dan Mezopotamya'ya kadar birçok serüven...Krallıkların
papalığa değin uzandığı, derebeyliklerin, sonsuz bir yaşam gibi
değerlendirilecek padişahlık yönetiminin ve nihayetinde demokrasi
girişimlerinin bir seyir içinde kronolojisini yapan tarih, her çağ ve
devirde farklı güçlere, farklı inançlara ve farklı görüşlere konuk
olmuştur bu diyarlarda...Arazi henüz şekillenmeye başlamadan
evvel insanın ruhi sorunları, gizemleri, efsaneleri göçebe kültürü
yaşayan Türklerde dahi görülmüş Bozkurt'tan Ergenekon'a kadar birçok
efsanevi olaylar yayılıp durmuştur bu diyarlarda...Fakat öyle bir
efsane vardır ki bırakın Türk diyarlarını, yedi cihana kök salmış bir
deprem gibi sarsmıştır kâinatı...Öyle bir efsane ki her şeyi
diyebilir, her şeyi yakıştırabilirsiniz ona:Tarihi yalnızca
gözleriyle değiştirmeye bile yeten bir kabiliyet, "olağanüstü"
denilebilecek bir asaletin sahibi örneğin...Ya da diyecek
sözünüzün bittiği yerde, imdadınıza koşacak küçük bir kelime
muhtaçlığınıza inat her konuda söz sahibi olmuş bir gizem...Yaratılan
her şey mükemmel olmazken, onda mükemmelliğe şahit olacak bir zekâ, ona
her olayı kılıfına giydiren bir terzi, ince ince dokuyan bir kuyumcu,
kısacası bütün meziyetlerin beşiği diyebilir, okurken onu ağzınızın
açıklığına engel olamayabilirsiniz...Efsaneler de böyle değil
midir?Kısa bir şok etkisi yaratıp şaşırtmaz mı bizleri?Dilden
dile asırlarca dolaşmaz mı, namını salmaz mı cümle âleme,bütün
kâinata...Mucizenin diğer adı, geceye çöken apaydınlık bir
güneştir...Mucize son nefesini verirken susuzluktan, Kerbela’ya
dönmüş âlemi okyanusa çevirmektir...Mucize ALLAH’ın getirisi,
bahşettiği bir güzellik değil sadece, aynı zamanda bunu kullanacak aklı
yüreğine ekmektir...İşte onun adı: MUSTAFA KEMAL!Soyadı:
ATATÜRK...Bıkmadan, usanmadan ezberlediğim önderim!Daima
yanı başımda tuttuğum, okuduğum Nutuk sahibi...Herkese inceden
bir mesaj yollayan dizelerin kalemi...Peki, hiç düşündünüz mü
neden o?MUSTAFA KEMAL tüm dünyanın saygıyla bahsettiği bir
sıfat...Onu bu kadar büyük yapan nedir:Gücü mü, kudreti mi
yoksa inançları mı?Türk tarihine mucize gibi çökmüş bir isim...Olmayacak
katiyette her şeyi "olur" yapan dehası mı?Bir başka dünya
ATATÜRK... Çoğu insanın zekâsının onu anlamaya yetmediği
olağanüstü
bir varlık...
Ben de anlayamıyorum nasıl bu kadar güzel bir
insan olunur, nasıl bir zekâdır bu!Biliyorum ne yazsak nafile...Onu
anlamak sözde kalmasın diye, onun mucizelerini her yaşta anlamaya
çalışacak olan ben.Çok değerli bir insanın gönderdiği Ata’mın
mucizevî yönünü ele alan bir mailini sizlerle
paylaşmak, özellikle
de altını çizmek istiyorum... Mucize nasıl olunurmuş hep birlikte okuyup
görelim...Söz mailde:ATATÜRK VE 19 SAYISI*1881'de
19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğmuştur.*Atatürk, Selanik'te
doğdu. ( Selanik sözcüğünün "ebced" hesabıyla değeri 171'dir.
9 x 19
= 171 )1881, Rumi takvime göre 1297'dir. ( 1 + 2 + 9 + 7 = 19 )*Atatürk'ün
nüfus cüzdanı numarası : 993814 ( 19 x 52306 = 993814 )*Atatürk,
Harp Okulu'nu 20'nci olarak bitirdi. Subaylardan birisi yabancı olduğu
için
mezun olan 19 subaydan biri oldu.*Atatürk, 19 Nisan
1909'da Hareket Ordusu ile İstanbul'a girdi*Atatürk, 19 Aralık
1915'te albay oldu.*Atatürk, 19 Mart 1916'da tuğgeneral oldu.*Atatürk,
Çanakkale Savaşı'nda 57'nci Alay'ın konutanlığını üstlendi. (3x19 = 57)*1900'de
19 yaşında Harbiye' ye girmiştir.*19 Aralık 1904' de bağımsız
düşüncelerinden ötürü yıldız sarayına çağrıldı.*Harp
akademisinden aldığı sicil 317-8 dir. 3+1+7+8=19*Atatürk,
Samsun'a çıktığında 38 yaşındaydı. ( 19 x 2 = 38 )*Atatürk,
Samsun'da 19 gün kaldı.*Atatürk, 4 Temmuz 1919'da Erzurum'a
gitti. 19 gün sonra 23 Temmuz'da Erzurum
Kongresi'ni topladı.*Atatürk,
İstanbul'a toplam 19 kez geldi.*Atatürk'ün Latife Hanım ile olan
evliliği 912 gün sürdü. (19 x 48 = 912)*TBMM'nin ilk kütüğündeki
sıra numarası 19'dur.*Çanakkale Savaşının zaferle
sonuçlanmasında 19' uncu fırka'yı (tümen) kurmuş ve
ona komuta
etmiştir.*19 mayıs 1915' de albay oldu.*19 Mayıs' ta
Samsun' a çıkacak olan Atatürk' ün bindiği vapurda 19 yolcu vardı.(19
Mayıs 1963 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Prof. Dr. Tarık Zafer
Tunaya'nın
19 Mayıs ve ötesi adlı makalesinden.)*19 yıl Türk
Milleti'nin hakimiyetine bilfiil hakim olmuş, Türk Milletine Baş Komutan
ve
Devlet başkanı olarak hizmet etmiştir. (1919-1938)*Milli
Mücadele' ye fiili olarak başlaması için komutanlara yaptığı konuşma ve
Meclis'te
Milli davanın gerçekleşmesi yolunda güdülecek siyasetin karara bağlanma
tarihi de 19 Kasım 1919 'dur.*Hitabet sanatının birr şaheseri
olan Büyük Nutuk'un sonundaki Türk Gençliği'ne Hitabesi de başlangıç
cümlesiyle beraber 19 cümledir.*Büyük devlet adamı ve eşsiz
kahramanın adı-soyadı "MUSTAFA KEMAL ATATÜRK"
19 harftir.*NE
MUTLU TÜRKÜM DİYENE ". Bu şaheser cümle 19 harftir.*"İSTİKBAL
GÖKLERDEDİR" Ne rastlantıdır ki, Atatürk' ün bu sözleri de 19 harftir.*10
Kasım 1938 (19x2x19) (10 Kasım günü saat 9 da 10+9=19) 3x19 =57 yaşında
ölümlü yaşama gözlerini kapamıştır.*Cenazesi büyük bir
merasimle 19 Kasım 1938 günü Yavuz zırhlısı ile İzmit'e götürüldü.*Doğum
ve ölüm yılları (1881 ve 1938), 19 sayısının katlarıdır.*Atatürk'ün
cenaze töreninde Chopin'in 19 notalı 19'uncu Marşı çalındı.*Atatürk'e
verilen madalyaların toplamı 19'dur.*Atatürk, 19.000 TL nakit
miras bıraktı.*Atatürk'ün, İstanbul Akaretler Yokuşu'nda oturduğu
evinin numarası 76 idi.
( 19 x 4 = 76 )Halâ onu din düşmanı
olarak gören beyinler varsa etrafta, ALLAH’ın bu güzellikleri
bahşettiği
bir başka insan var mı yakın çağında? Bir okuyup da görsün!Üstelik
eti de kemiği de belli!.. Daha ne denilebilir ki... Sözün
bittiği yerdeyim...Kemosmalist2008-Aralık 11/Perş.