İttifak tarafı [değiştir]Deniz harekâtının başarısızlığı ardından (18 Mart 1915) bir kara
harekâtına girişileceği ve bu harekâtın Gelibolu Yarımadası’nı hedef
alacağını öngörüsü, mantık gereği olarak bile neredeyse kesinlik
kazanmıştır. Kaldı ki 1915 yılının Nisan ayı başlarından itibaren
Hamilton’un kuvvetleri Mısır’da toplanmaya başladığında bölgedeki
Osmanlı istihbaratı, birliklerin mevcutları, komutanları, silah ve
donanımları hakkında ayrıntılı bilgiler edinmeye başlamıştır.
14 Aralık 1914 tarihinde 42 kişilik bir subay gurubuyla İstanbul’a gelen ve
Enver Paşa tarafından
1. Ordu Komutanlığı’na atanmış olan Alman Danışma Kurulu Başkanı Mareşal
Liman Von Sanders, yeni teşkil edilen ve bölgeyi savunmakla görevli
5. Ordu komutanlığına
24 Mart 1915 tarihinde atanmıştır. Dolayısıyla bölgenin savunmasından sorumlu olan
3. Kolorduda Mareşalin emrine girmiştir. 5. Ordu’nun bir Alman mareşali
komutasına verilmesi, Almanya ile Osmanlı Devleti arasında yapılmış
olan antlaşmanın gereği olarak Almanya tarafından talep edilmişti.
Mareşal Sanders’in savunma planı, Hamilton’un taarruz planıyla örtüşmemektedir. Mareşal Sanders, çıkarmaların
Saros Körfezikıyılarına yapılacağını hesaplamaktadır ve 5. Ordu’nun ana kuvvetlerini
bu bölgede toplamıştır. Saros Körfezi, Gelibolu Yarımadası’nın en dar
bölgesidir. Buradan yapılacak bir çıkarmanın, yarımadayı savunan
Osmanlı birliklerinin geri çekilme ve kara ikmal hattını kesmesi
olasıdır. Ayrıca Mareşal Sanders’in savunma planı, elindeki kuvvetlerin
önemli bir bölümünü geride, yedekte tutarak çıkarma kuvvetlerine ileri
harekâtları sırasında taarruz etmeyi öngören, savunma ağırlıklı,
temkinli bir plandır.
Osmanlı komutanları ise, çıkarmadan sonra, çıkarma kuvvetlerinin
sahillerde elde edecekleri köprübaşlarıyla yoğun olarak takviye
alacaklarını, gerekli tahkimatı yapacakları, dolayısıyla bu
tahkimatlardan sökülüp atılmalarının çok güç olacağını
düşünmektedirler. Onlara göre etkin bir savunma, hemen sahilde, daha
çıkarma harekâtı sırasında yapılmalı, karşı tarafın kıyıda bir
köprübaşı oluşturması önlenmelidir.
5. Ordu, üç
tümenli 3. Kolordu ve iki tümenli
15. Kolordulardan oluşmaktadır. Ayrıca ordu karargahına bağlı
19. Tümen,
1. Süvari Tugayı, bir piyade alayı ve dört Jandarma taburu
bulunmaktadır. Toplam savaşçı sayısı 84 bindir. Bu kolorduların
bünyesindeki tümenler ve komutanları şöyledir.
- 3. Kolordu. Komutanı Esat Paşa
- 5. Tümen. Saros bölgesi. Komutanı Yarbay Hasan Basri Bey.
- 7. Tümen. Bolayır bölgesi. Komutanı Albay Halil Bey.
- 9. Tümen. Gelibolu Yarımadası’nın güney bölümü. Seddülbahir ve Arıburnu Cepheleri. Komutanı Albay Halil Sami Bey.
15. Kolordu. Komutanı General Weber
3. Tümen. Kumkale bölgesi. Komutanı Albay Nicolai.
11. Tümen. Beşige bölgesi. Komutanı Albay Refet Bey.
19. Tümen. Eceabat bölgesi. Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey.
Gelibolu Yarımadası’ndaki Osmanlı savunma kuvvetlerinin, Çanakkale
Savaşları süresince, kara ve deniz olmak üzere iki ana ikmal hattı
vardır. Kara ikmal hattı, İstanbul’dan bölgeye en yakın olan
Uzunköprü’ye
kadar yaklaşık 250 km.lik bir demiryolu hattı ve devamında 165 km.lik
bir stabilize yoldur. Osmanlı tarafına yeterli motorlu nakliye aracı
olmadığından, personel bu yolu yaya olarak geçmek durumundadır. Her
türlü ikmal malzemesi de öküz ya da at arabalarıyla taşınacaktır.
Ayrıca bu yolun bir bölümü gündüz saatlerinde Saros Körfezi’ndeki
Birleşik Donanma’nın
ateşi altına alınabilmektedir. Bu nedenle yolun bu bölümü ancak günün
karanlık saatlerinde geçilebilmektedir. Deniz ikmal hattı ise Marmara
Denizi’nden geçen 150 deniz millik bir hattır. Kara ikmal hattına
oranla çok daha kısa sürede geçilebilen bu ikmal hattı, Birleşik
Donanma’nın suüstü gemileri yönünden tehdit altında değildir. Ancak
denizaltı faaliyetlerinin tehdidine açıktır. Nitekim
25 Nisan1915 tarihinden itibaren Marmara’da en az bir denizaltı faaliyet
halinde bulunmuştur. Mayıs 1915 ortalarından itibaren ise deniz ikmal
yolu, artan denizaltı faaliyetleri yüzünden bütünüyle kullanım dışı
kalmış, ikmal ve takviye kara ulaşım hattına bağımlı olmuştur.