SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Efendimizden (as) gençliğe öneriler Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Efendimizden (as) gençliğe öneriler Uyeols10
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu.Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 24

 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Efendimizden (as) gençliğe öneriler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
XFloW
Site Sahibi
Site Sahibi
XFloW


Mesaj Sayısı : 3767
Kayıt tarihi : 18/02/10
Rep Gücü : 22
Tuttuğu Takım : Fenerbahçe
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Yaş : 36
Doğum tarihi : 02/02/88
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Erkek
Ruh Hali : Şeytani
çin astrolojisi : Kedi
İş/Hobiler : Öğrenci

Efendimizden (as) gençliğe öneriler Empty
MesajKonu: Efendimizden (as) gençliğe öneriler   Efendimizden (as) gençliğe öneriler I_icon_minitimeCuma Nis. 02, 2010 6:13 pm

Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz,
"Gençlerinizin
en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli
davranmakta)
ihtiyarlara benzeyendir.

Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete
sokmakta
ve nefsinin arzularına uymakta heva-perest) gençler gibi
yaşayandır."
buyurmuştur.
Bu itibarla, ister kadın ister erkek en hayırlı
genç,
bir ayağı kabirde yaşlı bir insan edasıyla sürekli ölümü ve
ölüm
ötesini düşünen, âhiretine azık tedarik etmek için çalışıp
didinen,
gençlik heveslerine esir olmayan ve gaflette boğulmayan
gençtir. O,
nefsânîliğin en azgın olduğu dönemlerde bile, öteler
iştiyakıyla coşup
cismanî arzularını gemleyebilmiş, kulluğu
tabiatının bir derinliği
haline getirmiş ve kendisini Hakk'ın yoluna
vermiş bir adanmış ruhtur.
Yaşı açısından daha küçücük bir çocuk iken, Allah
Teâlâ'nın
hususî lütuflarına mazhar olan ve kendisine hikmet verilen
Hazreti
Yahya (aleyhisselam) bu yiğitler için en güzel örneklerden
birisidir.
Rivâyete göre; yaşıtı olan çocuklar, "Yahya, gel, sen de
bize katıl;
beraberce oynayalım!" dedikleri zaman, o Aziz Nebî, "Ben,
oyun için
yaratılmadım." cevabını vermişti. Oynamak çocukların şiarı
olmasına
rağmen, kendisi daha o yaşta hilkatin gayesini kavramış,
dünyevî
meşgalelerden mümkün olduğunca uzaklaşmış ve yaratılış
hikmetine
uygun bir gidişâtı ihtiyar etmişti.
İşte, en hayırlı genç, Hazreti Yahya gibi,
daha
hayatının ilkbaharında, kulluğunun farkına varıp dünya
misafirhanesini
ebedî saadetin kapısını açmak için bir vesile olarak
değerlendiren
delikanlıdır. Bu delikanlı iman gücüyle şahlanıp
iradesinin hakkını
vererek nefsanî arzularını sınırlar. Her gün
birkaç defa kendini hesaba
çekerek davranışlarını kontrol altına
alır. Silkinip gönül dünyasında
dirilerek, gerçekten var olduğunu
ortaya koyar. En ulvî hislerle mamur
ettiği gönlünü fizik ötesi
âlemlere de açık hale getirir ve bu kemâle
ermişlikle fütüvvet ruhunu
temsil eden bir kahraman olur.
Bir gencin yaşlılara benzemesi, öncelikle kanının
en
deli aktığı ve beşerî garîzelerinin kendisini sürekli dünyaya
çağırdığı
bir dönemde dahi âhiret yolcusu olduğunu unutmamasıdır.
Bunun yanı sıra
başında şafak emareleri tulû etmiş, saçı-sakalı
ağarmış bir ihtiyar
gibi bir ayağı ötedeymişçesine yaşaması da
önemlidir. En önemlisi de
şeytanın bin bir oyununa rağmen olgun bir
gönül adamı edasıyla hayatını
dine, imana, Kur'an'a, hizmete adaması
ve her zaman ihsan şuuruyla
hareket ederek bütün cismanî isteklerine,
şehevî arzularına
başkaldırması ve günahlara karşı isyan bayrağı
açması demektir.
Hakk'ın Mahbubu Tevbekâr Genç
Böyle bir genç hiç mi
sürçmez, hiç mi düşmez, hiç mi günaha girmez?
Tabii ki, en hayırlı genç
de kimi zaman kayıp düşebilir.
Zaman zaman tökezlemek, ara sıra
sürçmek, yer yer devrilmek ve bazen
şeytana aldanıp bir günah
çukuruna düşmek nebîler haricinde her insan
için söz konusudur. Ne
var ki, iyiliğe kilitlenmiş bir yiğit, daha
günaha kapaklandığı ilk
anda seccadesine koşar, cürmüne hiç hayat hakkı
tanımaz, onu hemen
tevbe ile boğar ve en kısa sürede namaz, oruç, hac,
sadaka, iman
hizmetine müteallik meşguliyetler gibi salih ameller
vesilesiyle
günah kirlerinden arınır.
Gençlikteki ibadetlerin Hak katında daha sevimli
olduğunu
belirten Hazreti Sadık u Masdûk Efendimiz, "Tevbe güzeldir,
fakat
gençlerde olursa daha güzeldir; Allah tevbe eden genci sever."
buyurmuştur.
Bu zaviyeden, hayırlı genç Mevlâ-yı Müteâl'in rızasına
ermek için
kendisini ibadet ü taate veren ve ezkazâ bir günaha
girdiğinde hemen
helak olacakmış gibi kalbi tir tir titreyen, ilk
fırsatta bir arınma
kurnasına koşup isyan lekelerinden kalbini
temizleyen bahadırdır.
Şimdiye kadar, ızdırap
içinde kıvrım kıvrım kıvrandığına
şahit olduğum nice gençler vardır
ki, gözleri harama iliştiğinden
dolayı, inleye inleye gelip sadaka
vermişler, hemen seccadelerine koşup
Hak karşısında iki büklüm
olmuşlar ve gönüllerini karartmasından
korktukları masiyet izlerini
gözyaşlarıyla yıkamışlardır. İşte, bir
anlık gaflet sebebiyle gözüne
ilişen bir haramdan dolayı kaddi bükülen
ve "Eyvah, ben mahvoldum;
Allah'ın bunca nimetlerine mazhar olmuşken
günah yakışır mıydı bana,
ne olacak şimdi halim?" diyen ve tevbe,
inâbe, evbe basamaklarıyla
hakiki kulluk ufkuna yükselen delikanlı,
olgun bir ihtiyar gibi
davranan ve şeytanî hücumlara karşı kalbini
koruyup canlı tutan en
hayırlı gençtir.
Haddizatında, insan, kalbi hayatdâr olduğu nispette
günahlardan
nefret eder ve onlara karşı içinde tiksinti duyar. Gönül
hayatı
itibarıyla bütün bütün mefluç olmamış bir kul, her masiyeti
ruhunu
yaralayan ve vicdanını kanatan bir iblis kurşunu sayar; işlediği
bir
günahtan dolayı binlerce nedametle dolar ve günlerce ızdırapla
yatıp
kalkar. Zaten, bir insan, içine düştüğü günahlar sebebiyle
neredeyse
hasta olacak kadar ızdırap çekmiyorsa, alışılageldiği üzere o
da
diliyle yüzlerce kez "Tevbe ya Rabbi!" dese bile, onun yaptığı tevbe
değil,
sadece bir merasim ve yararsız birkaç söz söylemekten ibaret
kalır.
Tevbe, vicdanı kasıp kavuran pişmanlık hissi ve bu nedametin
insanı
iki büklüm etmesidir. Pişmanlığı ve af talebini dil ile
söylemeye
gelince, o sadece böyle iki büklüm olmuşluğa kavlen iştirak
ve bir
tercümanlıktır. Evet, gerçek tevbe ancak ızdırap terennümünün ve
masiyetten
yiğitçe sıyrılıp İlahî dergâha dönüşün unvanıdır.

Gencin tevbesi daha güzeldir


1- Efendimiz, "Gençlerinizin en hayırlısı, (temkinli
davranmak
hususunda) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası
ise,
(nefsinin arzularına uymak konusunda heva-perest) gençler gibi
yaşayandır."
buyurmuştur.[/size]
[size=9]2- Bir insan, günahları sebebiyle
neredeyse hasta olacak
kadar ızdırap çekmiyorsa, diliyle yüzlerce kez
"Tevbe ya Rabbi!" dese
bile, onun yaptığı tevbe değil, sadece bir
merasim ve yararsız birkaç
söz söylemekten ibaret kalır.
3- Gönül
hayatı itibarıyla bütün bütün mefluç olmamış
bir kul, her masiyeti
ruhunu yaralayan ve vicdanını kanatan bir iblis
kurşunu sayar;
işlediği bir günahtan dolayı binlerce nedametle dolar ve
günlerce
ızdırapla yatıp kalkar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://superforum.ace.st
 
Efendimizden (as) gençliğe öneriler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SuperForum Eğlence,Sohbet,Oyun,Teknoloji Hakkında Paylaşım Platformu. :: Ve İnsan-
Buraya geçin: